Şamil | Kategoriler | Konular

Emiru'l mümınin

EMÎRU'L MÜMİNÎN

Müminlerin emîri, halife, İslâm ümmetinin
lideri, idarecisi anlamında kullanılan bu tabir, Hz. Peygamber (s.a.s.)
in vefâtından sonra ilk olarak ikinci halife Hz. Ömer (582-644 M.)
için kullanılmıştır. Yalnızca emîrlik unvânı
ise Hz. Peygamber (s.a.s.)'ın önemli işleri idare etmek üzere
tâyin ettiği kişiler için de kullanılmıştır.
Harplerde kumandan olarak tayin ettiği kişiye emîr ifadesini
kullandığı gibi, Hz. Ebû Bekir'i de hicretin dokuzuncu yılında
hacca gidecek kafilenin başına hac emîri olarak tayin buyurmuştur.

Resulullah'ın, idarede aksaklık olmaması
için toplumlara emîr tayin etme sünneti ve, ''Üç kişi sefere çıkarlarsa,
içlerinden birini kendilerine başkan (emîr) seçsinler''. "Kafası,
siyah kuru üzüm gibi olan Habeşî bir köle başınıza
emîr olarak seçilse onu dinleyin ve itaat edin" (Buhâri, Ezan,
56). "Bir kimse Ulü'l-emr'e itaatten elini çekerse kıyamet gününde
ileri süreceği hiçbir hücceti bulunmadığı halde
Allah 'ın huzuruna çıkar ve bey'at etmeyerek ölen kimse
câhiliyye ölümüyle ölmüş gibi olur. " "Ma'siyetle
emrolunmadıkça hoş görsün veya görmesin, müminin her
hususta Ulu'l-emri dinlemesi ve itaat etmesi gerekir. Ma'siyetle (İslâm'a
karşı gelmekle) emrolunduğu zaman ise dinlemez ve itaat
etmez " hadisleri ile (Riyâzü's-Sâlihin, II/80) Allah'ın,
"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Resulüne itaat edin ve sizden
olan (müslüman olup İslâm yasalarına göre hüküm veren)
Ulu'l-emr'e de itâat edin" (en-Nisâ, 4/59) hükmü, daha sonra
gelen müslümanların kendileri için İslâm ile hüküm verecek
bir emîr tayin etme gereğini ortaya koymuştur.

Emevi ve Abbâsi halifeleri "emiru'l-mü'minin"
ünvânını aldıkları gibi Hâriciler, Fâtımîler
ve Karmatîler de aynı ünvânı kullanmışlardır.
Abbasiler'e bağlı Murâbıtlar ise "emiru'l Müslimîn"
ünvânını tercih etmişlerdir. Bağımsız olârak
Afrika halifeliğini te'sis eden Muvahhidın "emiru'l-Mü'minin"
unvânını almışlardır. Hicretin 11.
yılında Nahle üzerine gönderilen bir askeri kıtânın
komutanı Abdullah b. Cahş için "emiru'l-müminin"
ünvânı kullanılmıştır.

Mısır'ın fethinden sonra
halifeliğin Osmanlı hânedanına geçmesi üzerine Osmanlı
sultanlarına, hilâfetin saltanattan ayrılarak
lağvedildiği (3 Mart 1924) tarihine kadar Emiru'l-Müminin; yalnız
halifelik ünvânına sahip olan son halife Abdu'l-Mecid'e "Halife-i
müslimın" ünvânı verilmiş, daha sonra bu ünvan da
kaldırılmıştır. (Daha geniş bilgi için bk.
Halife, Hilâfet).

Cengiz YAĞCI


Konular