Şamil | Kategoriler | Konular

Havale

HAVALE

Gönderme, nakletme, bir işi başkasına gördürme,
devretme. Borçlunun borcunu doğrudan doğruya değil de
üçüncü bir şahıs veya kurum aracılığıyla
ödemesi. Fıkıhta; "borcu bir kişiden başka bir
kişiye nakletmektir" diye tanımlanmıştır (Fetâvây-ı
Hindiyye tercümesi VI,187). Mecellenin tarifine göre "deyni (horcu)
bir zimmetten diğer ümmete nakletmektir" (mad. 673).

Borçlunun ister bu üçüncü şahısta (muhalün
aleyh) alacağı olsun ve bu alacağını borçlu
bulunduğu kişiye havale etsin (kaynaklardaki ifadesiyle;
alacaklısını o kişiye havale etsin) "Seni,
bendeki şu kadar alacağını almak üzere filana havale
ettim" demesi gibi, isterse sözleşme yaparak onun
vasıtasıyla borcunu ödesin, ikisi de havale kapsamına
girer.

İslâm Hukuku'nda havale ile ilgili olarak kullanılan
özel terimler vardır:

Muhil: Havale eden (eski borçlu) Muhalün leh: Havale
edilen (borcun kendisine ödenmesi gereken alacaklı)

Muhalün aleyh: (Havaleyi kabul eden, eski borçlunun
yerini alan yeni borçlu)

Muhalûn bih: Havale konusu olan borç

Havale bir akid (hukuki sözleşme) dir. Her akidde
olduğu gibi havale akdi de "icab" ve "kabul" ile
gerçekleşir. Borçlunun alacaklıya "alacağını
almak üzere seni filâna havale ettim" veya "sana olan borcumu
filandan al" demesi icab; alacaklının da: "Kabul ettim"
demesi kabuldür.

"Kabul", hem alacaklı hem de havaleyi
ödeyecek (muhalün aleyh) tarafın rızasıyla gerçekleşir.

Havale akdiyle borçlu, borcu kendi üzerinden başka
bir şahsa nakletmiş yani ona havale etmiş olur. Borç
kendisine havale edilen kişi ve alacaklının kabuluyle akid
tamamlanmış olur. Muhalün aleyh (havaleyi kabul eden, yeni
borçlu) tarafından borcun ödenmesiyle de akit sona erer.

Havale işleminin daha iyi
anlaşılması için birkaç örnek verelim:

1. Borçlu olan A, alacaklısı B'ye bir çek
yazıyor. B çekle ilgili bankaya gidiyor, parayı alıyor. Bu
bir havaledir. A, B'yi kendi namına ödeme yetkisi verdiği
bankaya havale ederek borcunu ödemiş oluyor.

2. Ankara'da oturan A'nın, İstanbul'da oturan
B'ye şu miktarda bir borcu vardır. Bu borcunu ödemek için A,
ya bizzat İstanbul'a gidecek -ki bu masraflı bir yoldur- veya
postahaneye giderek bir havale gönderme formu dolduracak, belli bir
ücret ödedikten sonra borcunu havale edecektir. A hem masraftan
kurtulmak hem de daha güvenli bir şekilde parasım göndermek
için posta havalesini tercih ediyor.

3. A İstanbul'a giden C ile de borcunu havale
edebilir. Yahut yine İstanbul'da oturan ve kendisine borcu olan D ile
haberleşerek borcunu kendi alacaklısı B ye ödemesini
isteyebilir. Ancak bu son şık her zaman güvenli olmaz ve
istenen neticeyi vermez.

Örneklerden de anlaşılacağı gibi
havale, borç ilişkilerinde ve ticârî işlemlerde kolaylık
sağlamak için, sosyal bir ihtiyacı karşılamak üzere
meşru kılınmış bir akiddir.
Şartlarını yerine getirerek yapılacak bu akid,
insanların birbirlerini daha iyi tanımalarına,
ilişkilerini ona göre düzenlemelerine, bu vesileyle başka iyi
münasebetler tesis etmelerine yardımcı olabilir.

Sosyal hayatta hoşgörü, birbirine güven,
verilen sözü yerine getirme, İslâm'ın bize öğrettiği
önemli prensiplerdir. "Ey iman edenler (yaptığınız)
akidleri yerine getirin" (el-Mâide, 5/1); "Ve o (mü'minler)
emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler" (el-Mü'minûn, 23/8)
buyurulmuştur.

Hadis-i Şerifte, muameleleri
kolaylaştırmak için, ödeme gücü olan birisine havale
edilerek alacağını ondan alması istenen kişinin
bunu olumlu karşılaması ve buna uyması
istenmiştir: "Zengin bir insanın borcunu ödemeyip uzatması
zulümdür. Bir kimse böyle zengin, borcunu ödemeye gücü yeten
birisine havale edilince ona uysun, o havaleyi kabul etsin" (Ö. N.
Bilmen, İstılahutü'l Fıkhiyye, Kamus, VI/298).

Havalenin Şartları

1. Muhil, muhalün leh ve muhalün aleyhin âkil-baliğ
olması

2. Muhalün leh ve muhalün aleyhin havaleyi rızasıyla
kabul etmesi

3. Muhalün lehin havale meclisin de hazır
bulunması

4. Muhalün bih'in ödenmesi lâzım olan belirli
bir borç olması

Havale üç kısma ayrılır:

1. Havale-i muaccele: Havale edilen şeyin hemen
ödenmesi lâzım geldiği şeklinde yapılan havale.

2. Havale-i müeccele: Havale edilen şeyin belli
vadesi geldiğinde ödenmesi lâzım geldiği biçiminde yapılan
havale.

3. Havale-i mübheme: Ta'cil veya tecili açıklanmadan
yapılan havale.

Muhil'in, "muhalün aleyhteki alacağından
yapılması" kaydıyla yaptığı havaleye
"mukayyed havale"; böyle bir kayıt bulunmayan havaleye de
"mutlak havale" denir. Eğer muhilin, muhalün aleyhte alacağı
yoksa, muhalün aleyh havaleyi ödedikten sonra asıl borçluya (muhule)
müracaat ederek parasını alır. Eğer alacağı
varsa borcu ile takas yapar.

Havale borcu ödemeyi kabul eden yeni borçlu (muhalu'n-aleyh)
nezdindeki alacağın, telef olması (iflâs etmesi, borcunu
inkâr etmesi) ile ve akdin feshedilmesiyle bozulur. Bu durumda alacaklı
alacağını asıl borçludan yani muhil'den alır.

Havale ile borçlu borcundan kurtulmuş olur.

Bir kimse bir şahsı, üzerinde alacağı
olan bir adama havale ederse bu durumda alacaklı muhayyerdir.
İsterse havale olunana gider ondan alır; isterse asıl borçludan
alır.

Borçlu borcunu öder, alacaklı ise kabul etmezse;
kâbul etmeye zorlanabilir (Fetâvây-ı Hindiyye tercümesi, VI, s.
192, 210).

Halit ÜNAL


Konular