Şamil | Kategoriler | Konular

Dın günü

DİN GÜNÜ

Âhirette hesabın görüleceği gün. Din
kelimesi Arapça'da ceza, tâat, hal, âdet, hesap, siyaset, kahr ve
bütün bunlarla ilgili, hepsine temel ve ölçü olan "millet,
şerîat" anlamlarına gelir. Gün (yevm) ise, yirmidört
saatlik zaman anlamına geldiği gibi ay, yıl, asır,
devir gibi anlamlara da gelir. Meselâ dünya günlerine nisbetle âhiret
günleri, bin yıl veya elli bin yıl gibi ölçülerle anlatılır
(Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur'ân Dili,
İstanbul 1968, I, 82).

Din günü, âlimlerin ittifakıyla "âhiretteki
hesap günü"dür. İyilerin iyiliklerinin, kötülerin
kötülüklerinin tam karşılığının
verileceği gündür:

"Mâlikiyevmiddin (Din gününün mâliki)"
olan Rabb'in huzurunda insanların hesaba çekilecekleri gündür (Fâtiha,
1/3). Başıboş bırakılmayan insanın
yaptıklarının mutlaka bir
karşılığı vardır. Din günü itaat edenle,
isyan edenin hesaplaştığı gündür ve Kıyamet gününün
bir bölümüdür. Hakiki ve nihaî hüküm o gün verilecektir: "O
din günü nedir? (Bunu) sana hangi şey öğretti? O öyle bir
gündür ki, hiçbir kimse kimseye hiçbir Şeyle fayda vermeye
muktedir olamayacaktır. O gün emir (yalnız)
Allah'ındır." (el-İnfitar, 82/17-19) âyetleri din
günü'nün, öldükten sonra dirilme ile başlayan ceza (karşılık)
ve hesap günü olduğunu açıkça belirtmektedir.

"O gün insanlar amelleri(nin karşılığı)
kendilerine gösterilmek için, dağınık
dağınık dönecek(ler)dir. İşte kim zerre
ağırlığınca bir hayır yapıyor (idiy)se
onu (n sevabını) görecek, kim de Zerre ağırlığınca
şer yapıyor (idiy)se onu(n cezasını) görecek." (ez-Zilzâl,
99/6-8) âyetleri bu hesap gününü açıklar.

Yevmûddîn'in dilimizde bir karşılığı
da "rûz-i ceza"dır. Din günü, her işin
karşılığı verilip bitirileceği son gün, diğer
bir deyişle istikbalde mükâfat ve mücazatın
dağıtılacağı vakit demektir ki, İslâm'da
buna "yevmi âhir" de denir. Bunda kaza ve hüküm manası
da vardır. Âhiret günü, dînin ve ona iman, diyanetin mühim bir
aslını oluşturmaktadır. İbn Cerîr tefsirinde
nakledildiği üzere, bazı müfessirler "mâlikiyevmiddin"deki
dini, mükâfat ve mücâzat anlamı yanında, millet ve şerîat
diye izah etmişlerdir. (Elmalılı, a.g.e., 91)

Allah, bütün zamanlarda emrin mutlak sahibidir. Din
gününün özellikle belirtilmesi, orada emrin mutlak olarak ve yalnızca
O'nun elinde bulunmasındandır: "Bugün mülk kimindir? Bir
ve çok Kahhâr olan Allah'ındır. " (el-Mü'min, 40/16).

Din günü, kâfirlerin yalanlamalarının
temel hedeflerinden biri olduğundan, Allah Kur'ân-ı Kerim'de
onlara hakikati bütün korkunçluğu ve büyüklüğü ile
anlatmaktadır. O gün her tür yardım ve yardımcıdan
uzak bir acz içinde şanı yüce Allah'ın
karşısında yer aldıkları zamandır. Kur'ân,
muhatabın bilgisini ortaya koymak için soru sorar: "Hesap
gününün ne olduğunu sen nerden bilirsin?" (el-İnfitar,
82/17).

Dînin gayesi, Allah'a itaat edenle isyan eden arasındaki
hesabın görüleceği din gününü duyurarak insanı itaate
davet etmektir. Bu sebeple hesabın görüleceği güne din günü
denilmiştir. (Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu, Kur'ân-ı
Kerim Meal ve Tefsiri, Ankara 1984, I, 20).

Mehmet BULUT


Konular