Şamil | Kategoriler | Konular
Hanif dıni
HANÎF DİNÎ
Hz. İbrahim tarafından temsil edilen tevhid
esasına dayalı hak din.
Hanîf kelimesine lügat itibâriyle çeşitli mânalar
verilmişse de genellikle kabul edildiğine göre "hakka ve
doğruya yönelen, istikamet üzere bulunan kimse" demektir.
İslâm literatüründe ise câhiliye döneminde her türlü sapıklıktan
ve putperestlikten yüz çevirerek hakka yönelen, Hz. İbrahim'in
dinine tâlip olarak yalnız bir Allah'a inanan kimseler için ad olmuştur.
Hanîf kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de tekil olarak
"hanîf" şeklinde on yerde, çoğul olarak "hunefâ"
şeklinde ise iki yerde kullanılmaktadır. Bu âyetlerin
sekizinde hanîf kelimesi, Hz. İbrahim'le ilgili olarak
zikredilmiştir. Meselâ şöyle buyrulur: "Yahudi ve Hıristiyan
olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. (Ey Habîbim),
"Bilâkis biz, doğruya yönelmiş (hanîf) olan ve Allah'a eş
koşanlardan olmayan İbrahim'in dinine uyarız' de!" (el-Bakara,
2/135), "İbrahim, ne bir yahudi, ne de bir
hıristiyandı. Ama doğruya yönelen (hanîf) bir müslümandı
ve müşriklerden de değildi" (Alu İmrân, 3/67).
Cenâb-ı Hak, Peygamber Efeandimize hanîf olan
İbrahim dinine tâbi olmayı, yani onun yolunu devam ettirmeyi
şöylece emretmiştir: "İbrahim, şüphesiz Allah'a
boyun eğen ve O'na yönelen (hanîf) bir önderdi; puta tapanlardan
değildi... Şimdi (ey Habîbim!) sana Doğruya yönelmiş
(hanîf) olan ve puta tapanlardan olmayan İbrahim'in dinine uy!' diye
vahyettik" (en-Nahl,16/120,123). Bu sebeple hanîflik, İslâm
için dahi kullanılmış ve samimi, ihlâslı bir müslümana
da "hanîf" vasfı verilmiştir. Nitekim Peygamber
Efendimiz; "Ben, müsâmahakâr hanîf dini (el-Hanîfıyye
es-Semha) ile gönderildim" buyurmuştur (İbn Hanbel, V,
266. Ayrıca bk. Buhârî, İmân, 29; Tirmizî, Menâkıb 32,
64; İbn Hanbel III, 442).
Peygamber Efendimizin nübüvvet ile
görevlendirilmeden önce Arap Yarımadası'nda
putperestliğin hâkim olduğu ve insanlığın dalâlet
içerisinde bulunduğu cahiliye döneminde putlardan ve her türlü
sapıklıktan yüz çevirerek, Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe
tâbi olmuş, hakka yönelerek hak dinin arayışı içerisine
girmiş kişiler, çok az da olsa mevcut idi. İslâm tarihi
kaynakları bunların bir kısmından ve faâliyetlerinden
bahseder. Meselâ bunlardan birisi Varaka b. Nevfel idi.
Ahmet ÖNKAL