Şamil | Kategoriler | Konular
Hakku'l-mecra
HAKKU'L-MECRÂ
Su geçirme hakkı.
Sulanacak akarı, suyun geçtiği yerden uzak
olan kimsenin, komşu akarlardan kendi akarına kadar suyu geçirme
ve akıtma hakkı. Tarım ürünlerini sulamak için başkasının
arazisi üzerinden kanal açarak, boru veya künk döşeyerek sulama
suyunun geçirilmesi irtifak haklarından birisidir.
Hz. Peygamber (s.a.s) "insanlar üç şeyde
ortaktırlar; su, ateş, ot" buyurmuştur (Zeylaî,
Nasbu'r-Râye, IV, 294). Suyun sahibi veya suyun geçirileceği
arazinin sahibi suyun kullanılmasını engellerse, gerekirse
silah kullanarak sudan yararlanılır. Hz. Ömer (r.a.)'in
uygulaması böyledir (Ebû Yûsuf, Kitâbü'l-Harac, s. 97; Mevsılî,
İhtiyâr, III, 71).,
Eğer suyu geçirecek şahsın kendi
arazisi ile su arasında kalan arazide hakkı varsa ortaklık
hakkına dayanarak suyu geçirebilir. Şayet bir
ortaklığı yok ise irtifak hakkı ile suyu araziden geçirir,
arazi sahibi veya komşu arazi sahipleri bunu engelleyemez.
Dahhâk b. Halîfe, el-Ureyz mevkiinden bir kaynak suyu
çıkartır. Suyunu Muhammed b. Mesleme'nin arazisinden geçirerek
kendi arazisini sulamak ister: Muhammad b. Mesleme izin vermeyince Hz.
Ömer (r.a.)'a başvururlar. Hz. Ömer Muhammed b. Mesleme'ye kendisi
için de yararlı olacak olan bu suyun kullanılmasına niçin
izin vermediğini sorar. Muhammed b. Mesleme yemin ederek bu suyun geçmesine
izin vermeyeceğini söyleyince; Ömer şöyle der: "Yemin
ederim ki, karnının üzerinden geçmesi gerekse bile o suyu
oradan geçiririm" (Mâlik b. Enes, Muvatta', II, 218). Suyun geçtiği
yol (mecrâ) birkaç kişi arasında ortak ise bunlardan birisi,
diğerlerinin sulamasını engelleyecek şekilde suyu
kapatamaz. Ancak nöbetleşe su kullanılsa kendi nöbetinde suyun
mecrâsını tamamen tarlasına çevirebilir. Ortak mecrâ
hakkında, ortaklardan birisinin arazisini sulaması için mecranın
önünü kapatıp su biriktirmesi gerekiyor ise ihtiyacım görecek,
diğerlerine zarar vermeyecek şekilde suyun önünü kapatabilir.
Bütün irtifak haklarının
kullanımında olduğu gibi burada da şart, suyun
üzerinden geçtiği hâdım akara önemli zarar vermemektir (Hayreddin
Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku" III, 128)
Mecrâların bakım ve temizliğini devlet
veya hususî şahıslar üstelenecektir. Bu cihetten mecrâlar
üçe ayrılır:
a) Bakım ve temizlik masrafı devlete âit
olan mecrâlar; Fırat, Dicle gibi büyük nehirler.
b) Masrafı hususî şahıslara âit olup
bakımı ihmal edildiğinde devletin zorlama hakkı olan
mecrâlar. Belirli beldedeki insanların istifade ettiği akarsu
ve ırmak kolları. Bunların ıslahı, temizlenmesi
faydalanan kimselere âittir.
c) Masrafı hususî şahıslara âit olup
ihmal edilme durumunda cebir bahis mevzûu olmayan mecrâlar. Nehr-i hass
denilen hususi akarsular. Bu sular on kişiye, kırk kişiye
veya bir köye âit sular diye tarif edilir. Ancak hangi suyun hususî
akarsu sayılebileceği hâkimin kararına
bağlıdır (Ali Haydar, Duraru'l-hukkâm fi Şerh-i
Meceletti'l-Ahkâm, III, 499, 1224. maddenin şerhi).
Şamil İA