Şamil | Kategoriler | Konular

Def çalmak

DEF ÇALMAK

Def; kadınların düğün* ve bayram gibi
sevinç günlerinde, toplu bulundukları sırada çaldıkları,
yuvarlak kasnağa gerilmiş deriden ibaret bir eğlence
âletidir.

İslâm'ın evrensel mesajı, insan
hayatının bütün devrelerini kapsar. Doğum öncesi,
çocukluk, gençlik, evlenme, aile yuvası içinde sevinçli veya
üzüntülü bütün yaşama devreleri hakkında İslâm'ın
öğretimi vardır. Üzüntülü ve kara günlerde kadere
teslimiyetle teselli olan müslüman, sevinç günlerinde de bunun
tezâhürü olan nezih eğlentiye meyillidir. İnsan
hayatında sevincin sembolü olan iki vakit önemlidir: Evlenme
merasimi ve bayramlar. Sahabe devrinde de. bu iki sevinç zamanında
önceki alışkanlıkların görüntüsü olarak def çalınması
üzerine, konuyla ilgili hadîsler vârid olmuştur:

"Nikâhı ilân edin. Onu mescidlerde kıyın
ve onun üzerine defler çalınız." (Tirmizî, Nikah, 6).

Hz. Âişe, Es'ad b. Zürâre (ö. 1/622)'nin yetim
kalmış kızı Fâriga'yı himayesine alıp büyütmüştü.
Büyüdüğünde onu Ensar'dan Nebît b. Câbir ile evlendirdi. Gelini,
koca evine götürenler arasında bulunan Hz. Âişe şöyle
der: "Döndüğümüzde Rasûlullah (s.a.s.) bize şöyle
dedi: Ya Âişe damad* evine gidince neler konuştunuz? Âişe
dedi: Selam verdik ve evliliğin hayırlı olmasını
diledik. Allah Rasûlü buyurdu: Ya Âişe, sizin çalgınız
yok mu? Ensar, çalgıdan cidden hoşlanır." Başka
bir rivâyette:

"Def çalacak, şarkı söyleyecek bir
câriye gönderdiniz mi?" buyurdu. Hz. Âişe, "Ey
Allah'ın Rasûlü o ne söyleyecek?" dedi. Hz. Peygamber: "Size
geldik, size geldik. Bize selâm verin, biz de size selam verelim "
desin. " buyurdu. (et-Tâc, II, 275)

Rubeyye binti Muavviz'den şöyle dediği
nakledilmiştir: Düğünümüz olduğu sabah, Hz. Peygamber (s.a.s.)
evimize teşrif etmişti. O sırada küçük kız
çocukları deflerini çalıyorlar ve Bedir harbinde şehit düşen
atalarımızı dile getiriyorlardı. Onlardan biri,

"Aramızda yarını bilen Peygamber
vardır, susalım" deyince, Allah Rasûlü, ona şöyle
buyurdu: "Bu gibi sözler söyleme. Daha önce söylediklerine devam
et." (Tirmizi, Şerhi Tuhfetü'l-Ahvezî, Kahire 1967, IV,
211-212)

Başka bir hadiste, "Helâl ile haramın
arasını def ve ses ayırır." (Tirmizî, Nikâh, 6;
Nesâi, Nikâh, 72; İbn Mâce, Nikâh, 20: Ahmed b. Hanbel, III, 418)
buyurulur.

Diğer yandan bayram günü şarkı söyleyen
câriyelere Hz. Peygamber (s.a.s.)'le birlikte bulunan Hz. Ebû Bekir (r.a.)'in:
Mescid-i Nebevî'de mızrak oyunu oynayan Habeşlilere de Hz.
Ömer'in engel olmaya kalkışması üzerine, Hz. Peygamber (s.a.s.)
buna gerek olmadığını bildirmiş ve kendisi de
mesciddeki Habeşlileri seyretmiştir. (Tecrid-i Sarih Tercemesi,
III, 203, 204). Kız çocuklarının defle şarkı söylemesi
Kurban Bayramı günlerinde olmuş ve Allah Rasûlü, Ebu Bekir'e:
"Ey Ebû Bekir, her kavmin bayramı vardır. Bu da bizim
bayramımızdır. Onları bırak" demiştir.
(Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, III, 151-157).

Yukarıda zikredilen hadisler ve benzerleri, müslümanların
sevinç günlerini, bazı meşrû müzik aletleri ve müstehcen
olmayan türkü ve şarkılarla kutlayabileceklerini gösterir.
Ancak bu, nefsi tahrik eden ve beraberinde içki gibi meşru olmayan
şeyleri getiren bir tarzda olmamalıdır. Ayrıca, çalınacak
defler, zilsiz olmalıdır.

Hamdi DÖNDÜREN


Konular