Şamil | Kategoriler | Konular
ıstıgfar
İSTİĞFAR
Allah'tan günah ve hatalarının
bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme.
İstiğfar lafzını veya
manasını içeren her duaya istiğfar denir. Gerek
Kur'an-ı Kerîm'de ve gerekse hadis-i şeriflerde istiğfar
teşvik edilmiştir. Kur'an-ı Kerîm'de; "Rabbinizden bağışlanma
dileyin. doğrusu o, çok bağışlayandır " (Nuh,
71/ 10) "(Ey Muhammed) Sabret! Allah'ın verdiği söz şüphesiz
gerçektir. Suçunun bağışlanmasını dile; Rabbini
akşam, sabah överek tesbih et" (el-Mümin, 40/55) buyurulur.
Peygamber efendimiz kendileri istiğfara devam
etmiş, ümmetini de teşvik etmiştir (Buhârî, Deavât, 3;
Tirmizî, Tefsîru Sûre, 47/1; İbn Mâce, Edeb, 57).
Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet edildiğine göre
Peygamberimiz: "Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok
istiğfar ediyorum" buyurmuştur. Başka bazı
hadislerde Hz. Peygamberin günde yüz defa istiğfar ettiği
belirtilir (bk. Müslim., Zikr, 41; Ebû Dâvud, Vitr, 26; Tirmizî, Sûre,
47/1). Bu nedenle Ebû Hüreyre: "Peygamberden daha çok istiğfar
edeni görmedim" (el-Kurtubî, el-Câmi'li Ahkâmi'l-Kur'ân, l V,
210) demiştir. Bir günah işlendiği zaman, bunda ısrar
etmemek, hemen tövbe istiğfar etmek vaciptir. Peygamberimizin
ifadesiyle, "İstiğfâr eden kimse günde yetmiş defa
da günah işlemiş olsa bunda srar etmiş sayılmaz"
(Tirmizî, Deavât, 107).
İstiğfarın Allah nezdindeki değeri
bir hadiste şöyle ifade edilir: "Kim yatağına girince
üç defa; "estağfirullâhe'l-Azîm ellezî Lâ İlâhe
İllâ hüve'l Hayyu'l-Kayyûm (Kendisinden başka hiç bir ilâh
olmayan, diri ve her an yaratıklarını gözetip duran yüce
Allah'tan bağışlanmamı dilerim)" derse, Allah günahlarını
deniz suyunun damlaları kadar çok olsa da bağışlar"
(Tirmizî, Deavât, 17) buyurulmuştur. Sadece dili ile
istiğfarda bulunmak yeterli değildir. Niyeti ve amelleri de
dilini doğrulamalıdır. Tövbenin en makbul olanı, günahtan
kesin dönüş yapılarak, Allah'tan bağışlanma
istenmesidir. Buna "nasûh tövbe" denir.
Ayet-i Kerîme'de şöyle buyurulur: "Ey iman
edenler! Allah'a samimiyetle (nasûh tövbe) edin. Belki Rabbiniz
kötülüklerinizi siler. Peygamberi ve beraberindeki müminleri utandırmayacağı
günde, sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün
onların nûru önlerinde ve sağ taraflarında yürürken:
"Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla, şüphesiz
Sen, herşeye kadirsin derler" (et-Tahrim, 66/8).
Bir mümin kendisi için tövbe edeceği gibi,
ölmüş olan veya hayatta bulunan ana-baba, hısımları
ve diğeri müminler için de istiğfar edebilir. Bu dua sebebiyle
Cenâb-ı Hakk'ın onları bağışlaması
umulur. Kur'an-ı Kerîm'de bu konuda çeşitli dua örnekleri
bulunur: "Ey Rabbimiz... bizi affet, bizi bağışla,
bize merhamet et" (el-Bakara, 2/286); "Musa şöyle yalvardı:
Rabbim, beni ve kardeşimi affet. Bizi merhametine garket" (el-A'raf,
7/151); "Babamı da bağışlayıp hidâyete
erdir. Çünkü o, sapıklardandır" (es-Şuarâ',
26/86);"Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde, beni,
annemi, babamı ve biitün mü'minleri affet" (İbrâhîm,
14/41).
Seyyidü'l-İstiğfar Duası:
Bu dua konusunda şöyle bir hadis nakledilir.
Resulullah (s.a) buyurdu ki; "İstiğfar dualarının
en değerli ve en üstünü şöyle demendir: "Allâhümme
ente Rabbî, Lâ İlâhe İllâ ente halaktenî ve ene abdüke ve
ene alâ ahdike ve va'dike me'steta'tü, eûzü bike min şerri mâ
sana'tü, ebûü leke bi ni'metike aleyye ve ebûü bi zenbî fe'gfirlî
fe innehû lâ yeğfiru'z-l; zünûbe illâ ente"
Anlamı:"Allah'ım! Sen benim
Rabbımsın! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen
yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla
senin akdin ve va'din üzere bulunuyorum. Yaptığım
fenalıkların şerrinden sana
sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf
ederim, günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla;
çünkü senden başka hiçbir kimse günahları mağfiret
edemez."
Hz. Muhammed (s.a.s) daha sonra şunları
ekledi: "Kim bunları inanarak sabahleyin söyler de akşam
olmadan ölürse, o kişi Cennet ehlindendir. Yine kim bunları
inanarak geceleyin söyler de sabaha ulaşamadan vefat ederse Cennet
ehlindendir" (Buhârî, Deavât, 2).
Şâmil İA