Şamil | Kategoriler | Konular

Fıcar savasları

FİCÂR SAVAŞLARI



Câhiliye döneminde müşrik Araplar arasında
haram aylar* dan birisinde yapılan savaşlar.

İslâm'da yasak olduğu gibi câhiliye
döneminde de Müşrikler arasında haram aylarda savaş
yapmak, kan dökmek, haksızlık ve kötülüklerde bulunmak
yasaklanmış idi. Muharrem, Receb, Zilkâde ve Zilhicce aylarından
oluşan bu aylarda yasağın ihlâl edilmesi, büyük bir
günâh ve suç sayılıyordu.

Bu telâkkiye rağmen câhiliyye döneminde zaman
zaman haram ayların kudsiyeti çiğnenmiş, kanlı
bazı savaşlar meydana gelmişti. İşte bu
savaşlar, müşrikler tarafından, günâhın
işlendiği savaşlar anlamını ifade etmek üzere
"ficâr savaşları" diye
adlandırılmıştır.

Arap tarihinde dört ficâr savaşı vukû
bulmuştur. I. ficâr savaşı, Gıfâr kabilesinden bir
şahsın Ukâz Panayırı'nda ayaklarını
uzatıp oturarak "Arapların en şereflisi benim!"
demesine kızan bir şahsın, kılıcıyla onun
ayaklarını kesmesi üzerine iki tarafın adamları
arasında cereyan etmiştir.

II. Ficâr savaşı, Kureyş'ten Benû Amir
ile Kureyş'ten Benû Kinâne arasında meydana gelmiştir.
Yine Ukâz Panâyırı'nda Benû Amir'den bir kadına Kinâneoğullarından
bazı gençlerin sarkıntılık etmesi bu savaşa
sebep olmuştur.

III. ficâr savaşı ise, Kinâneoğullarından
bir şahsın, Âmiroğullarından birisine olan borcunu
zamanında vermediği gibi oyalama cihetine gidip ödemeye yanaşmaması
sebebiyle bu iki kabile arasında ortaya çıkmıştır.

IV. ficâr savaşı ise, Kinâneoğullarının
yanısıra Kureyş ile Hevâzin'in Kays-ı Aylân
kabileleri arasında meydana gelmiştir. Hıre hükümdarının
çıkardığı bir kervana kılavuzluk ve
muhafızlık etme konusunda aralarında ihtilâf ve husûmet
çıkan Kinâneoğullarına mensup bir şahsın
Kays-ı Aylân'dan birisini öldürmesi bu savaşa sebep
teşkil etmiştir. Kinâneoğullarının yanında
Kureyş'in diğer sülâleleri de savaşa
katılmış, bu arada Peygamber efendimiz de amcalarıyla
birlikte bu savaşta bulunmuştur. Ancak genellikle kabul
edildiğine göre o sırada yirmi yaşında olup
savaşabilecek güçte olmasına rağmen sadece savaş
alanının gerisine düşen okları toplayıp
amcasına vermekle yetinmiştir. Sonunda bu savaş, iki
tarafın ölülerinin sayılıp ölüsü fazla olan tarafa
fazlalık miktarınca diyet verilmesi kararı ile sulha
bağlanarak neticelendirilmiştir.

Ahmet ÖNKAL


Konular