Şamil | Kategoriler | Konular

ülfet

ÜLFET

Konuşma, dostluk, arkadaşlık, cana
yakın olma; "münasip kimselerle güzel bir şekilde görüşüp
konuşma" anlamında bir terim. insanlar toplum içinde yaşadıkları
için birbiriyle tanışıp görüşmeye, iyi geçinmeye
mecburdurlar.

Ülfetin karşıtı uzlet'tir. Uzlet,
insanlardan uzaklaşmak, bir köşeye çekilip kendi başına
yaşamak demektir. Uzlet insan yaratılışına ters düşer.
Allah Teâlâ bizi, birbirimizle görüşüp tanışmak için
yaratmıştır (Hücûrat, 49/13). Şu halde, geçerli
dinî bir sebep olmadan inanların toplumun dışında
yaşamak istemeleri doğru değildir. Toplumun içinde, fakat,
onlarla hoşça geçinerek hayatlarını sürdürmeleri dinî
ve ahlâkî bakımdan daha uygundur. Peygamber (s.a.s) insanlardan kaçmamış,
tam aksine onların içine girmiş, beraber yaşamış
ve kendileri ile en güzel şekilde münasebetler kurmuştur.

Allah Teâlâ mü'minlerin kalplerini birleştirmiş,
onların gönlüne dostluk ve ülfet doldurmuştur (Âlû
İmran, 3/103). Bunun devam ettirilmesi Müslümanların görevidir.
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde; "Mü'min ülfet eden ve
kendisi i!e ülfet edilendir. Ülfet etmeyen ve kendisi ile ülfet
edilmeyen kimsede hayır yoktur. İnsanların en
hayırlısı insanlara yararlı olanıdır"
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 4, 5, 335) buyurmuştur.

Başkalarını sevmeyenlerin onlarla ülfet
etmesi mümkün değildir. Çünkü sevgiden yoksun gönüller başkaları
ile konuşup görüşmek, dostluk kurmak istemezler.

Aslında ülfet, Allah Teâlâ'nın
kullarına bağışladığı büyük bir
nimettir. Bu nimetin Allah Teâlâ'nın kadrini bilmeli,
hakkını vermelidir. Zira, bu nimetten mahrum olanlar uzlete
çekilmek, diğer insanlardan uzaklaşmak, yalnız ve
sıkıntılı bir hayat geçirmek zorunda kalırlar.
Bu da insan tabiatına ters düşer. Halbuki ülfet insanları
birbirine yaklaştırır, düşmanlıkları yok
eder, dostlukların doğmasına vesile olur, düzenli işleyen
bir cemiyet hayatının doğmasını mümkün kılar.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Seni aldatmak isterlerse, bil ki şüphesiz
Allah sana kâfidir. Seni ve inananları yardımıyla
destekleyen, kalplerini uzlaştıran O'dur. Eğer yeryüzünde
olan her şeyi sarf etsen bile, sen onların kalplerini
uzlaştıramazdın, ama Allah onları
uzlaştırdı. Doğrusu O, güçlüdür, hakîmdir"
(el-Enfâl, 8/62-63).

Yukarıya alınan âyet ve hadislerden
ülfetin, hem Allah Teâlâ'nın, şükrünün edâ edilmesi
gereken bir nimeti, hem de iyi insan olmanın bir şartı
olduğu anlaşılmaktadır.

Şamil İA


Konular