Şamil | Kategoriler | Konular

Tekvin

TEKVİN

Cenâb-ı Allah'ın, zatıyla kaim, bilfiil
yaratmak ve icat etmek şanından olan sübûtî ve hakiki sıfatlarından
biri. Allah Teâlâ bu sıfatıyla dilediği her mümkünü
yokken varlık sahasına çıkarır. Tekvin ile murad
edilen bir eserin vücuda gelmesine bilfiil müessir olan mebde-i
tekvindir. Yoksa mükevvin (yaratıcı) ile mükevven (yaratılan)
arasındaki ilişki değildir. Bu ilişki izafi bir durum
olduğu için hâdistir. Tekvinin (yaratmanın) menşei ise
bir eserin vücud bulmasında doğrudan doğruya müessir olan
Allah'ın zatıyla kaim bir sıfattır. Tekvine, halk,
îcâd ve te'sir de denilir.

Eş'arîlere göre yaratmanın mebde' ve illeti
kudret ve irade sıfatlarıdır. Onlara ise, madrubsuz (dövülensiz)
darbın (dövmenin) husulü tasavvur olunamayacağı gibi mükevvensiz
(yaratılansız) tekvin de düşünülemez. Tekvin kadim olsa
mükevvenâtın da kıdemi lâzım gelir.

Yine Eş'arîlere göre, kudret sıfatının
iki çeşit taalluk ve te'siri vardır: Ezelî ve layezâli
(hâdis olan) taalluklar. Ezelî olan taalluk, mümkünatın fâilden
(Allah'tan) sudûr etmesini salih ve sahih kılar ki, bilfıil
sonsuzdur. Kudret sıfatının "taalluk-ı layezlisi?
(hadis ve sonradan olan taalluku) ise ezelî irade sıfatının
mümkünün varlık ve yokluğundan birini tercihine göre, hâdis
olan taalukudur. İşte bu kudret sıfatının ikinci
ve hâdis olan taallukuna tekvin derler. Bu tekvîn hâdistir, Allah'ın
zatıyla kâim değildir. Allah'ın zatıyla kâim olan
kudret ve iradedir. Allah Teâlâ'ya hâlık (yaratıcı)
denilmesi, ayrıca O'na bu iki sıfatın
dışında hakiki bir tekvin sıfatının isnâd
edilmesini gerektirmez. Kudretin bu hâdis taalluku bilfiil sonlu,
bilkuvve sonsuzdur.

Mutezile'ye göre, Allah'ın eşyayı
yaratmada ayrıca hakiki bir tekvin sıfatına ihtiyacı
yoktur. Dilediği her şeyi yaratmada O'nun zâtı kâfidir.

Matürîdlere göre tekvin, Allah'ın bütün
âlemleri ve bunlarda bulunan her bir şeyi ve cüz'ü ezelde değil,
ilim ve iradesine göre var olacakları vakitte yaratması
demektir. Tekvin (yaratma) yaratılandan (mükevvenden) başkadır.
Tekvin, ezelde ve ebedde Cenab-ı Hakk'ın zatıyla kaim,
zatından ayrılmayan ve bakî bir sıfattır. Mükevven
(mahluk) ise, tekvin sıfatının taallukunun hudûsüyle
hâdistir.

Tekvin Sıfatının İsbatı

a) Allah Teâlâ'nın hâlık olduğu ve
her şeyin mükevvini (yaratıcısı) bulunduğunda
akıl ve nakil ittifak etmiştir. Esasen hâlik ve mükevvin
kelimeleri halk ve tekvin masdarlarından türemiş ism-i fâillerdir.
Muştak ( türemiş) kelimelerin manâlarının Zât-ı
Bâfi'ye sâbit olmasını gerektirir. Masdarı sabit olmadan,
bundan türemiş olan ismin bir şey için sabit olmasının
muhalliğinde (imtina'ında) akıl ve nakil müttefiktir. O
halde tekvin Allah'ın zatına sâbit olup kudret sıfatından
başka bir sıfattır.

b) Tekvin sıfatı; kudret, irade ve ilimden
başkadır. Çünkü ilim ile ma'lumat münkeşif ve belli
olur. Kudret ile mümkinin işlenip var edilmesi veya terk edilmesi
sahih olur. Çünkü kudretin bütün makdûrata (yaratılacak
şeylere) taalluku ezelidir ve her bir şeye nispeti eşittir.
Kudret, makdûrun vücudunu gerektirmez, ancak, onun Hakk Teâlâ'dan
sudûrunu sahih kılar. O halde kudretin taallukundan başka, icad
ve yaratmada bilfiil müessir (etkileyici) bir sıfat lâzımdır.
Bu sıfat da tekvindir. İrade sıfatıyla mümkün olan
bir şeyin yaratılması veya terk olunması yönlerinden
biri diğerine tercih edilir. İrade ile tercih edileni bilfiil
yaratmada müessir olan tekvin sıfatıdır. Tekvin iradenin
tercihine göre mümkünata taalluk edip onu icad ederek müessir olur.
Tekvin makdûrattan ancak vücuda getirilecek şeylere taalluk eder ve
makdûrun (vücuda getirilecek şeyin) vücudunu (varlığını)
gerektirir.

c) Cenab-ı Allah'ın ilim ve iradesine göre
yarattığı şeylerin ve canlıların
nizamlı, sanatlı, sağlam ve akıllara hayranlık
verecek bir şekilde güzel yaratılması da tekvin
sıfatıyla olur.

Tekvin, kudret ve irade gibi mümteni'âta (muhallere)
taalluk etmez. Ancak câizâta (mümkinlere) taalluk eder. Mümkinâta
taalluku Cenab-ı Allah'ın irâde ve ihtiyarı ile
olacağı için layezâlîdir (hâdistir).

Halk, icâd, ten'îm (nimetlendirme ve nimet verme),
ta'zîb (azablandırma) ihyâ, imâte (öldürme), tasvir, terzîk
gibi ilâhî fiillerin hepsinin mercii, Cenab-ı Allah'ın tekvin
sıfatıdır. Tekvin sıfatı bir tanedir. Eserlerinin
çeşitli olmasıyla tekvin sıfatının bunlara
taalluklarına çeşitli isimler verilir. Tasvir ve terzik gibi.
Allah'ın bütün fiilleri ne kadar çeşitli olursa olsun, O'nun
zatıyla kaim ve tek bir sıfat olan tekvin sıfatına
racidir ve bu sıfatın taalukuyla husûle gelir.

"O bir şey dilediği vakit, ancak O'nun
emri buna ol demesidir ki, bu da hemen oluverir" (Yâsin, 36/82)
ayeti, tekvin sıfatına ve fiillerinin de buna racî olduğuna
delildir.

Muhiddin BAĞÇECİ


Konular