Şamil | Kategoriler | Konular

Tehlil

TEHLİL

"Lâ İlâhe İllallah" (Allah'tan
başka ilâh yoktur) sözünü söylemek. Bu kelime, "Tevhid
kelimesi" olarak da adlandırılmaktadır. İslâm'ın
temel rüknü, esasıdır. Hakimiyetin, üstünlüğün, yaratıcılığın
ve ilâhlığın ancak Allah'a ait olduğunu
bildirmektedir.

İlâh, tapılacak, her şeyi yaratan,
bilen, sevk ve idâre eden demektir. "Lâ İlâhe"
kelimesinde bu vasıf genel manada reddediliyor. "İlla"
istisna edâtıdır. Bu edatla, Allah olumsuzluktan istisna ediyor
ve bu üstün vasıflar yalnız O'na has kılınıyor.

Tevhid kelimesi iki kısımdan meydana
gelmektedir. Birincisi "Lâ İlâhe illallah" ikincisi ise,
"Muhammedün Resulullah" (Muhammed Allah'ın elçisidir)'dır.
"Lâ İlâhe İllallah"ı, "Muhammedün
Resulullah" tamamlar. Birincisini kabul edip ikincisini inkar etmek,
tevhidi, İslâm inancını ortadan kaldırır.
Şehâdet kelimesinde de, bu iki kelime temel olarak kabul
edilmektedirler.

Hz. Muhammed (s.a.s) günde yüz defa tehlil'i okumayı
tavsiye etmiş ve bunun, büyük sevapların
kazanılmasına ve çeşitli günah ile zararın define
sebep olduğunu açıklamıştır (Buharî, Deavât,
64; Tirmizî, Deavât, 60). Aslında buradaki yüz sayısı,
çokluğa işarettir. İhlasla bol miktarda tehlil'i
okumanın faziletini ifâde etmektedir.

Diğer bir hadiste de Resulullah (s.a.s), "Lâ
İlâhe İllallahu vallahu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ
billâh" demenin, çok sayıda günahların affedilmesine
sebep olacağını söylemiştir (Tirmizî, Deavât, 58).

Ebû Süfyan'ın naklettiğine göre Resulullah
(s.a.s) Herakl'a mektup yazdığı zaman ona; "Gelin
sizinle aramızda müsâvî, eşit olan bir kelimede
birleşelim? demişti. Mücâhit bu kelimenin, takva kelimesi
olan Lâ İlâhe İllallah " olduğunu söylemiştir
(Buhârî, Eymân, 19).

Tehlil ile ilgili diğer iki hadis şöyledir:

"Kelimelerin en güzeli dört tanedir:
Subhânellah ve ve'l-Hamdulillah ve Lâ ilâhe İllallah ve'llâhu
ekber" (Buharî, Eymân, 19).

"Zikrin en faziletlisi, "Lâ İlâhe
İllallah" duanın en faziletlisi de
"Elhamdulillah" dır" (el-Menâvî, Feyzu'l-Kadir, Mısır
1938, II, 33).

Bütün peygamberler, insanları tevhid
inancına, Allah'a inanmaya ve yalnız O'na ibâdet etmeye çağırmışlardır.
Peygamberlerin mücadelesi, tevhid mücadelesidir. Tehlil, bu tevhidi
kalben, fikren ve zikren idrak etmek ve yaşamaktır. Tasavvuftaki
ana gaye de, bol bol tehlil okuyup Allah'ı tanımak, böylece
dünyevi bağlardan kurtulup ona yaklaşmaya çalışmaktır.

Kur'an'ın birçok yerinde, tehlil kelimesinin
ifâde ettiği Allah'ın varlığı ve birliği
inancını açıklayan ayetler bulunmaktadır. Bu
ayetlerden bazılarının meâli şöyledir:

"Eğer, yerde ve gökte Allah'tan başka
ilâhlar bulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı)
kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki arşın Rabbi olan
Allah, onların yakıştırdıkları
sıfatlardan beridir" (el-Enbiya, 21/22).

"Allah evlat edinmemiştir. O'nunla beraber hiç
bir ilah da yoktur. Aksi takdirde her tanrı kendi
yarattığını sevk ve idare eder ve bir gün mutlaka
onlardan biri diğerine galebe çalardı. Allah, onların (müşriklerin)
yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir"
(el-Mü'minûn, 23/91).

Egemenliğin,
yaratıcılığın, hakimiyetin, sevk ve idârenin
yalnız Allah'a mahsus olduğunu bildiren bazı ayetlerin meâli
de şöyledir:

"Yoksa cahiliyle hükmünü mü arıyorlar?
İyice bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim
olabilir?" (el-Maide, 12/40).

"Hüküm, yalnız Allah'ındır. O,
yalnız kendisine tapmanızı emretmiştir. İşte
doğru din budur. Ama insanların çoğu bilmezler" ( Yûsuf,
12/40) .

"Gökteki ilâh da, yerdeki ilâh da O'dur. O,
hakimdir (işinde hikmet sahibidir), âlimdir (her şeyi
bilir)" (ez-Zuhruf, 43/84).

Allah'ın irâdesinin üstünlüğünü, emir
ve yasaklarının kutsiyetini bir tarafa iterek, O'nun
indirdiği ile amel etmeyenlerin kâfir, zalim ve fasık
olduğu, Kur'an-ı Kerim'de haber verilmiştir:

"...İnsanlardan korkmayın, Ben'den
korkun. Ayetlerimi az bir değere satmayın. Kim Allah'ın
indirdiği ile hükmetmezse, iste onlar, kâfirlerin ta
kendileridir" (el-Maide, 5/44).

"...Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse,
işte onlar, zalimlerin ta kendileridir" (el-Maide, 5/45).

"...Kim, Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse,
işte onlar, fâsıkların ta kendileridir" (el-Maide,
5/47).

Bu kadar büyük manalar ifâde eden ve bilinçli
olarak okunması sevap olan tehlil, halk arasında, bilhassa
kadınlar arasında tevhid duası olarak bilinmekte ve toplu
halde okunmaktadır. Özellikle hacca gidenlerin ihramı
giydiklerinde ve Ka'be'yi gördüklerinde tehlil okumaları sünnettir
(Abdullah b. Muhammed b. Mevdûd, el-İhtiyar, İstanbul 1980, I,
146).

Nureddin TURGAY


Konular