Şamil | Kategoriler | Konular

Rifade

RİFADE

Daru'n-Nedve'ye bağlı olarak yürütülen
Ka'be hizmet birimlerinden biri; hacılara yemek dağıtma görevi.

Mekke'de Kureyş'in kolları arasında
başlıca Hâşimîler, Emevîler, Nevfeller, Abdüddârlar,
Esedler, Teymler, Mahzümlar, Adiyler, Cumahlar ve Sehmler bulunmaktaydı.
Bu kolların maddeten zengin, ailece ve soyca kuvvetli
olmalarından dolayı, reisi durumunda olan kişiler Mekke
-Site devletinin meclisi sayılan Dârûnnedve'de toplanırlar;
savaş, barış gibi toplumu ilgilendiren önemli konularda
karar verirlerdi. On kabile reisinin iştiraki ile oluştuğu
için bu tip toplantılara Onlar Meclisi de denilmiştir.

Rifâde, "el-Ukâb, Şüra, Eşnak, Kubbe,
Sefâre, Eysâr-Ezlâm, Emvâl-i Muhâcere, Kâ'be anahtarlarını
muhafaza" gibi Dârünnedve'ye bağlı olarak çalışan
hizmet birimlerinden biri idi. Bu deyim, câhiliye Araplarında "fakir
hacılara bakmak için araplar arasında toplanan erzak, mal ve
para" anlamında kullanılmıştır. Bu görevi
yürütenlerce Kureyş'ten para toplanır, hurma, kuru üzüm ve
diğer hububat satın alınır; hac mevsiminde fakir
hacılara dağıtılırdı.

Hacılara yardım manasında zaman zaman
"Sidâne" deyimine de tesadüf olunmaktadır.

Hz. Peygamber'e peygamberlik geldiği günlerde
Rifade görevi Hâris b. Âmir'de idi. Kaynaklarda, hacılara hac
mevsiminde su tedarik ederek ikram görevi olan Sikâye genellikle Rifâde
ile yanyana geçmektedir.

Esasen bina edildiği ilk günden itibaren Kâ'be
ile ilgili vazifeleri ellerinde bulundurmak şerefli bir iş
sayılmış ve bu hizmetleri ele geçirme arzusu Arap
kabileleri arasında zaman zaman savaş sebebi olmuştur. Bu görev
başlangıçta Hz. İsmail'de iken, daha sonra evlâdından
Sâbit'e geçmiştir. Müteakiben sıra ile Cürhûmîler, Amalika,
Cürhûmîler (ikinci defa), Huzâalılar ve Kureyş bu vazifeleri
yürütmüşlerdir. Bu görevlerin Kureyş'e geçişi, Hz.
Peygamber'in dedelerinden Kusayy b. Kilab zamanında gerçekleşmiş
ve Mekke ilk defa bu zat devrinde şehir olarak medenî bir hüviyete
bürünmüştür. Aynı şekilde Hz. Peygamber'in dedelerinden
olup cömertliğinden dolayı Hâşim diye anılan zat
Rifade ve Sikâye yani hacılara yiyecek ve su ikramı görevini
sürdürmüştür. Abdülmuttalib bu zatın Medineli Selmâ adlı
nikâhlısından doğma oğludur. Rifade ve Sikaye
vazifesi Hâşim'den kardeşi Muttalib'e onun vefatından
sonra da Abdülmuttalib'e geçmiştir. Abdülmuttalib gördüğü
rüya üzerine-önceki savaşlardan birinde üstü kapanarak bilinmez
duruma düşen-Zemzemi yeniden kazıyıp çıkarmış
ve bununla şöhret kazanmıştır. Hz. Peygamber'in
babası Abdullah genç yaşta öldüğünden, Kâ'be
görevlerinin sağladığı üstünlükten yararlanamamıştı.

(Ebul-Velid el-Ezrakî, Ahbâru Mekke-Mekke Tarihi,
çev. Y. Vehbi Yavuz, s. 78-90; Tecrid, VI, 25 vd.; M. Esad; Tarîh-i
Dîn-i İslâm, sad. A. Lütfi Kazancı, ve. dğr., s.
148-312; Tahirul-Mevlevî, Müslümanlığın Medeniyete
Hizmetleri, II, 34-62; M. Hamidullah, İslâm Peygamberi, II,
110-144).

Hüseyin ALGÜL


Konular