Şamil | Kategoriler | Konular

Nüsuk

NÜSUK

Allah'a ait olan hak, O'nun rızası için yapılan
her çeşit ibadet, hac, kurban vs; ibadetler anlamında bir
fıkıh terimi. Arapça bir kelimedir. Neseke" kökünden
gelir. "Nüsk" olarak da kullanılır.
"Mensek" ve "mensik"le eş anlamlıdır.
Kur'an-ı Kerimde iki yerde "nüsuk", iki yerde
"mensek" ve iki yerde de "menâsik" kelimeleri
geçmektedir.

Bütün bu kelimeler, birbirine yakın manalar ifâde
etmektedirler. Bunların bulunduğu ayetlerdeki anlamlarına
gelince; Hani bir zamanlar İbrahim, İsmaiL ile beraber Ev'in
temellerini yükseltiyor; "Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur, şüphesiz
sen işitensin, bilensin. Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan
kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar; bize menâsik
(ibadet yerler) imizi göster, tevbemizi kabul et; zira tevbeleri kabul
eden, çok merhametli olan ancak sensin" diyorlardı. (el-Bakara,
2/127, 128).

Çok ibadet etme manasında olan nüsk, bu ayette
hac ve kurban ile ilgili ibadet yerleri anlamında
kullanılmıştır. Zaten nüsk ve nüsuk kelimeleri, daha
çok, uzaklığı ve çeşitli
sıkıntıları münasebetiyle hac ibaadeti için kullanılmaktadır
(el-Beydâvî, Envâru't-Tenzîl ve Esraru't-Te'vîl, Mısır
1955, I, 36). Nitekim aşağıdaki ayette de menasik, hac
ibadeti manâsında kullanılmıştır:

"Hac ibadetlerinizi bitirince,
atalarınızı andığınız gibi hattâ daha
kuvvetli bir anışla Allah'ı anın" (el-Bakara,
2/200).

Aşağıdaki ayette de nüsuk, kurban manasında
kullanılmıştır:

Hac ve Umreyi Allah için tamamlayın. Eğer
(elde olmayan bir sebeple) bunlardan alıkonursanız,
kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban yerine varıncaya
kadar, başlarınızı traş etmeyin. Sizden her kim
hasta olursa, yahut başından gelen bir
rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka yahut da nüsuk
(kurban) olmak üzere, fidye vermesi gerekir" (el-Bakara, 2/I96)

Bu ayetteki nüsuk, kurban demektir. Nitekim Ka'b b.
Ucre'den rivayet edildiğine göre, bu ayet kendisi hakkında
nazil olmuştur. Başında bir
rahatsızlığı varmış. İhramda iken, Hz.
Peygamber (s.a.s) ona başındaki
rahatsızlığından dolayı traş
olmasını ve onun yerine üç gün oruç tutmasını veya
altı fakiri doyurmasını yahut da nüsuk'ta bulunmasını
yani bir kurbanı kesmesini söylemiştir (ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf, Kahire 1977, I, 117).

"Mensek" kelimesi kurban manasına
gelmektedir:

Biz, her ümmete (kurban kesmeye uygun) hayvan
cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allahın
adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli
kıldık" (el-Hac, 22/34).

Bu ayetteki "mensek" kelimesi,
"mensik" olarak da okunsa, nüsuk manasındadır ve
kurban demektir. Aynı zamanda, kurban kesme yeri olarak da kabul
edilebilir (ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, IV, 84;
el-Beydâvî, Envaru't-Tenzîl, II, 45).

Ayrıca nüsuk, sırf ibadet anlamı da da
kullanılmıştır:

De ki: Benim namazım, nüsuk'üm (ibadetim), hayatım
ve ölümüm hep âlemlerin Rabb'i Allah içindir" (el-En'âm,
6/162).

Bu ayetteki nüsuk, umumî bir mana ifade eden ibadet
demektir. Buradaki nüsuk, her türlü ibadete şamildir (Ahmed es-Sâvî,
Hâşiye ala Tefsîrul-Celâleyn, Lübnân (t.y.), II, 60).

Ayrıca mensek; apaçık dini hükümler,
şeriat demektir. "Mensik" olarak okunsa da, aynı
manayı ifade etmektedir (el-Beydâvî, Envâru't-Tenzîl, II, 49;
es-Sâvî, el-Haşiye, III, 109).

Biz her ümmete, usulüne göre ibadet ettikleri bir
ibadet yolu (şeriat) yaptık" (el-Hac, 22/67).

Nureddin TURGAY


Konular