Şamil | Kategoriler | Konular
Mutallaka
MUTALLAKA
Kocası tarafından bosanmış, evlilik
bağı koparılmış kadın.
Talak; boşama, boşanma, salıverme,
terketme evlilik bağını çözme, evlilik ilgisine son verme,
nikah kaydını belli sözlerle kaldırma anlamında bir
İslam hukuku terimidir.
Erkek ve kadın arasında evlilikten doğan
nikah bağı toplum hayatı için büyük bir nimettir ve
birçok faydalan içine almaktadır. Ayrıca insanlık
zincirinin devamına ve insanlar arasındaki ahlaki faziletlerin
gelişmesine en büyük bir sebeptir. Bu itibarla, nikah hakkında
bir çok teşvik edici unsurlar olduğu gibi, bunu
zayıflatacak, hatta yok edecek olan talaka (boşanmaya) dair de
bir hayli sakındırıcı kurallar vardır. Her ne
sebeple olursa olsun talak konusu ortaya çıktığında
islam hukuku meseleyi bütün yönleriyle incelemeye tabi tuttuktan sonra
onu her iki tarafın haklarını göz önünde tutarak
çözüme kavuşturmaktadır.
Mutallaka; (kocasından ric'i talak ile
boşanmış olan) ve mutallaka-i baine ve (kocasından
bain (kesin) talak ile boşanmış olan) diye iki çeşittir.
Mutallaka-i ric'iyye: Şer'i bekleme süresi
içinde dönme imkanı mevcut olan bir talak ile
boşanmış kadındır.
Bir talakın ric'i olabilmesi için altı
şartın bulunmas gerekir:
2- Talak, sarahaten (açık olarak) veya
işaret yoluyla üç sayısına bitişik
olmamalıdır. Bir kişi eşini üç talak ile boşar
veya üç parmağına işaret ederek "seni şöyle boşadım''
derse ric'i talak olmayıp, bain talak meydana gelmiş olur.
3- Talak, kesin boşanmayı gerektirmeyen bir söz
ile olmalıdır.
4- Talak, kesin boşanmaya delalet eden bir
sıfatla vasıflanmamış olmalıdır.
Bir kişi eşine seni kesin bir talak ile
boşadım derse bununla ric'i talak de git, bain talak meydana
gelir. Çünkü boşadım sözü talaki gerektireceğinden
daha çok kılınan vasfın fazla bir anlam ifade etmesini
gerektirir ki, o da beynunet yani kesin ayrılıktır.
5- Talak, gerek büyük ve gerek küçük bir şeye
benzetilmemiş olmalıdır. Aksi takdirde beynunet gerekir.
Mesela: Bir erkek eşine hitaben "seni şu
dağ gibi bir talak ile boşadım'' dese bain talak olur. Zira
benzetme, gerektiğinden fazla olan bir özellik taşımaktadır.
6- Talak, muhalea yani kadının mal
karşılığında kocasından boşanmayı
istemesi gibi bir bedele bağlanmamalıdır. Aksi takdirde
beynunet gerçekleşmiş olur.
Rici Talakın Hükmü
Ric'i talak ile boşanmış bir kadın,
iddet içinde kocasına dönüş yapabilir. Çünkü bu talâk (boşama)
evliliği ortadan kaldırmaz. Aksine evlilik iddet içinde devam
eder. Bir kimse ric'î talâkla boşamış olduğu
eşine iddeti içinde buna ait kelimelerden biriyle dönebileceği
gibi, ona yaklaşması, şehvetle dokunması veya öpmesi
suretiyle de fiilen dönüş yapabilir.
Ric'î talâkdan sonra müracaat nikâhı devam
ettirmeden ibaret olup yeni bir akd gibi olmadığından;
bunun sıhhatı için nikâhı yenilemeye ve eşinin veya
velilerinin rızalarını almaya, mehir belirtmeye, şâhitlerin
hazır bulunmalarına gerek yoktur. Ancak koca, müracaatında
eşinin kabulüne bağlı olarak mehrin miktarını
arttırır da meselâ "sana şu kadar mehir ile döndüm"
der, eşi de kabul ederse; dönüş sahih olur, o para da birer
mehir olarak değerlendirilir.
Ric'î talâkla boşanan kadın hakkında
henüz iddet var oldukça, ittifakla talâk carî olur, biri diğerine
varis olabilir.
İddetin bitimine rastlayan dönüş, sahih
değildir: Koca ric'î talâkla boşadığı
eşine "sana dönüş yaptım" demekle o da hemen
"iddetim sona erdi" dese, bakılır: Eğer geçen
müddetin, iddetin sona ermesine ihtimali varsa, mutallaka, yemini ile
tasdik olunarak dönüş sabit olmaz. Fakat mutallaka yeminden vazgeçer
veya müddetin ihtimali yoksa dönüş olur.
Ric'î talâkla boşanmış bir kadın,
yaratılışı tamam veya kısmen belirmiş bir
cenin (çocuk) düşürdüğünü haber vermek suretiyle iddetinin
sona erdiğini iddia etse, yeminle tasdik olunup kocasının dönüş
hakkı ortadan kalkar. Çünkü kadınlar, rahimlerindekini haber
verme konusunda güvenilir kişilerdir. Fakat
yaratılışı belirmemiş bir cenin düşmesiyle
iddet sona ermeyeceğinden, bununla kocanın eşine dönüş
hakkı ortadan kalkmış olmaz. Zira bu düşen çocuk,
çocuk hükmünde olmayıp donmuş kan hükmündedir.
Bâin Talâk
Kadına yaklaşmadan önce sarih veya kinâî
sözlerden biriyle yapılan talâklar, benûneti* (kesin ayrılığı)
gerektirir.
Bâin talâk ile ayrılık meydana gelir;
evlilik son bulup, kocanın nikâhı devam ettirmeye hakkı
kalmaz. Tekrar usulüne uygun bir şekilde nikâh yenilemesi yapılmadıkça
evlilik devam ettirilmiş olamaz. Koca ile eşi arasında
miras hükümleri de uygulanamaz.
Halbuki ric'î talâk ile boşanan kadın ile
kocası arasında evlilik bağı devam ettiğinden,
aralarında miras hükümleri de geçerlidir.
Bir ölünün varisleri, o ölünün eşini bâin
talâkla boşamış olmakla o mutallaka'nın varis
olamayacağına, zevcenin (eşinin) de boşamanın
ric'î olup iddetin devam ettiğini öne sürerek vâris olacağına
dair delil getirse, vârislerin delili tercih edilir
Bir ölünün vârisleri, ölünün, eşini vefat
etmeden önce boşamış olduğuna, eşinin de onun
ölümüne kadar nikâhlısı bulunduğuna dair açık bir
delil ortaya koysa, bu durumda yine varislerin delili tercih olunur.
Çünkü bu delil, inkâra karşı talâkın meydana
geldiğini isbat etmiş olur.
Kur'ânda konuya şu ifadelerle işaret
edilmektedir:
"(Boşadığınız) o
kadınları gücünüzün yettiği nisbette, oturduğunuz
yerin bir kısmında oturtunuz. Üzerlerine tazyik yapmak için
onlara zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler,
çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını
verin. Sonra (çocuklarını) sizin hesabınıza
emzirirlerse, o vakit de ücretlerini verin. Aranızda iyilikle
emredin. Eğer birbirinize güçlük çıkaracak olursanız,
bu durumda baba hesabına diğer bir emzikli (kadın çocuğu)
emzirebilir. Eli geniş olan genişliğine göre nafaka
versin, rızkı dar olan do Allah'ın ona verdiğinden
nafaka versin. Allah, bir nefse tarafından verdiğinden
başkasını teklif etmez. Allah bir güçlüğün arkasından
bir kolaylık yaratacaktır" (et-Talâk, 65/6-7). (Ömer
Nasuhi Bilmen, Hukukî İslâmiyye ve Istılahat-ı
Fıkhiyye Kamusu, İstanbul 1968, II, s, 220 vd.; Celâl Yıldırım,
Kaynaklarıyla İslâm Fıkhı, III, s, 22 vd).
Ahmet ŞEN