Şamil | Kategoriler | Konular

Mübarek geceler

MÜBÂREK GECELER

Mübârek sözcüğü "bârake"nin ism-i
mef'ulü olup, hayır ve bereket verilmiş demektir. Bir terim
olarak Cenab-ı Hakk'ın başka gecelerden üstün kıldığı
geceleri ifade eder.

İslam dininde ibadetler kamerî aylara göre
emredilmiştir. Kamerî takvime göre günün, önce gecesi, sonra
gündüzü gelir. Mesela cuma gecesi dendiği zaman perşembeyi
cumaya bağlayan gece kastedilir.

Allah Teâlâ bu geceleri, diğer gecelerden daha
faziletli (üstün) yaratmış ve bu gecelerde yapılan
ibadetlere daha çok mükâfat vermiştir. Aynı zamanda önemli
bazı işleri de bu gecelerde yaratır. Bunun için bu
gecelere mübarek geceler denir.

Mübârek geceler yedi tane olup şunlardır:

1) Cuma gecesi: Her hafta perşembeyi cumaya
bağlayan gecedir.

2) Ramazan bayramı gecesi: Bu, Ramazanın son
gününü, ramazan bayramına bağlayan gecedir.

3) Kurban bayramı gecesi: Zilhicce
ayının 10. gecesidir.

Yukarıdaki üç geceye ait her hangi bir ibadet
yoktur. Ancak bu gecelerde yapılan ibadet, dua ve iyilikler Allah Teâlâ
tarafından, fazlası ile mükâfatlandırılır. Bu
gecelerde yapılan dua hakkında Rasûlûllah (s.a.s) şöyle
buyurur: "Beş gece vardır ki, o gecelerde yapılan
dualar geri çevrilmez: 1- Receb'in ilk cuma gecesi (Regâib gecesi) 2-
Şabanın onbeşinci gecesi (Beraat gecesi) 3- Cuma gecesi 4-
Ramazan bayramı gecesi 5- Kurban bayramı gecesi ".

Kadir gecesi: Ramazan ayının 27. gecesidir.
Fakat başka gecelerde olduğu da rivayet edilmiştir. Bu
konuda Râsulullah (s.a.s)'den bir kaç hadis rivayet edilmiştir.
Bunların birinde şöyle buyurur. "Kadir,gecesini Ramazan'ın
son on gününün tek sayılı (21, 23, 25, 27; 29) gecelerinde
arayınız" (en-Nevevi, Riyâzü's-Salihin, II, H. No: 1197).

Ancak İslâm alimlerince kuvvetli ihtimal 27.
gecesidir.

Şanı Yüce ve kadri büyük olduğu için
bu geceye "Kadir gecesi" denmiştir.

Bu konuda Kadir Suresi'nde Allah Teâlâ şöyle
buyurur: "Şüphesiz Biz, Kur'an-ı, Kadir gecesi indirdik.
Sen o Kadir gecesinin ne olduğunu bildin mi? Kadir gecesi, bin aydan
daha hayırlıdır. O gece melekler ve ruh (Cebrail)
Rablerinin izni ile, bütün emirlerle inerler. O gece, şafak
atıncaya kadar emniyetli ve selametli bir gecedir" (el-Kadr,
97/1-5).

Bu sûreye göre Kadir gecesinin bir kaç üstün
özellikleri vardır:

a) Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında bu geceden
itibaren inmeye başlamış ve yirmiiki yıl sürmüştür.

b) Kadir; takdir anlamındadır. Yani bu gece,
Allah'ın, ezelde takdir ettiği kaderi uygulamak için meleklere
emir verdiği gecedir. Bunun için melekler bu gecede yer yüzüne
iner.

c) Kadir gecesi içinde o kadar büyük iyilik ve hayır
vardır ki bu hayır insanlık tarihinde bin yılda
yapılmamıştır. İşte Kadir gecesi bunun için
bin yıldan daha hayırlıdır.

Kadir gecesinin ihyasına gelince: Bu geceyi varsa
kaza namazlarını kılarak, ibadet ve dua ile ihya etmeye
çalışmalı. Çünkü Rasûlûllah (s.a.s) "Kadir
gecesini iman ederek ve mükafatını umarak ibadetle geçirenin
geçmiş günahları affolur" buyurur.

Rasûlullah (s.a.s) bu gece de şu duayı
okumayı tavsiye buyurmuştur.

"Yarabbî, şüphesiz sen affedicisin ve affı
seversin; beni de affet " (Riyazü's-Salihin, H. No: 1194).

Regâib gecesi: Recep ayının ilk cum'a
gecesidir.

Regâib, regibe kelimesinin çoğulu olup, sözlükte;
itibar edilen şey ve bol ihsan demektir. Bu gece de Rasulû Ekrem
(s.a.s)'in, Allah Teâlâ tarafından manevi iyiliklere ve ihsanlara
nail olduğu için, buna şükrane olarak oniki rekat nafile namaz
kıldığı rivayet olunmaktadır. Ancak bu namaz
hakkındaki rivayet kuvvetli değildir. Nafile olduğu için kılınsa
sevabı bol, kılınmazsa günahı yoktur. Ancak bu
gecelerde kılınan bütün nafileler ferdî kılınır.
Önemli olan bu geceyi ibadetle, dua ve niyazla ihya etmektir (bk.
"Regâib" mad.).

Beraat kandili (gecesi)- Şaban ayının
onbeşinci gecesidir. Aslı "Berâet''tir.

Beraat sözlükte; bir zorluktan kurtarmak ve beri
olmak demektir.

Allah Teâlâ bu gece af kapılarını açar;
bu gecede mü'minler affa uğrarlar ve günahlarından tevbe
ettikleri taktirde temizlenirler. Bu gecede, bir yıl içinde olacak
bütün işler hükme bağlanıp, ifası için Cenab-ı
Hak tarafından meleklere verilir. Bu geceye has bir ibadet yoktur.
Gecesini ibadet ve dua ile, gündüzünü oruçlu geçirmek güzeldir.

Kur'an-ı Kerim'de Beraat gecesiyle ilgili görülen
âyetler şunlardır:

"(Helâl, haram ve diğer hükümleri) açıkça
bildiren bu Kitab'a yemin ederim ki, şüphesiz, biz onu mübârek bir
gecede indirdik. Gerçekten biz. sonuçta karşılaşılacak
tehlikeleri haber vericileriz. O (öyle bir gecedir ki) her hikmetli iş,
nezdimizden sadır olan bir emir ile o zaman ayrılır"
(ed-Duhân, 44/2-6).

Alimlerin çoğunluğu bunun "Kadir"
gecesi İkrime ile bir grup bilgin de "Beraat" gecesi
olduğunu söylemişlerdir. Çoğunluk şu delillere
dayanmıştır: Cenab-ı Hak, Kadir sûresinde, Kur'an'ı
Kadir gecesinde, bu âyette ise mübârek bir gecede indirdiğini
beyan etmiştir. Eğer bu iki geceden kastedilen tek bir gece
olmasaydı, çelişki doğardı. Allah Teâlâ, içinde
Kur'an indirilen ayın Ramazan ayı olduğunu başka bir
âyette de bildirmiştir (el-Bakara, 2/185). Buna göre mübarek
gecenin Şaban gecelerinden değil, ramazanın gecelerinden
biri olması gerekir. Cenab-ı Hak, mübarek geceyi; "Onda
her hikmetli iş ayrılır" diye nitelemiş, Kadir
gecesi hakkında da; "Melekler ve Ruh'un bir emirden dolayı,
Rablerinin izniyle. inmekte olduklarını" bildirmiştir
(bk. el-Kadr, 97/4). Bu "emir", o yıldan gelecek yıla
kadar olan amel, rızık, hayat, ölüm gibi Allah'ın
kazasıdır. İbn Abbas (r.anh) şöyle der: "Cenab-ı
Hakk'ın bütün kazaları Şa'ban'ın yarı gecesinde
görevli meleklere teslim edilir". Bazılarına göre, Beraat
gecesinde, emirlerin Levh-ı Mahfuzdan alınmasına
başlanır. Bu gecede gelecek yıla rastlayan aynı geceye
kadar olan olaylar takdir edilir ve bu "kadir" gecesi bitirilir.
Rızıklara ait olan takdirler Mikâil (â.s)'a; savaş;
zelzele, yıldırım ve musîbetlere ait olanlar da Azrail
(a.s)'a bildirilir. Diğer yandan, Beraat gecesine ait beş haslet
şunlardır: 1) Her önemli iş bu gecede ayırdedilir. 2)
O gecedeki ibadetin fazileti büyüktür. 3) İlâhi rahmet yayılır.
4) Mağfiret gecesidir. 5) O gece, Rasûlüllah (s.a.s)'a şefaat
hakkının tamamı verilmiştir. Çünkü, Hz. Muhammed
(s.a.s), Şaban'ın onüçüncü gecesi ümmeti hakkında
şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, ondördüncü
gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, onbeşinci
gece yine talep etmiş, bu gece şefaatın tamamı ihsan
edilmiştir. Bu şefaatten mahrum olanlar, devenin ürküp kaçtığı
gibi Allah'tan kaçanlardır (bk. er-Râzî ve Ebussuud Efendi
Tefsirleri, ed-Duhân Sûresi 3. ve 4. âyetlerin tefsiri; Hasan Basri
Çantay, Kur'ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerim, İstanbul 1959, III,
904, 905).

Beraat gecesi hakkında Allah elçisi şöyle
buyurmuştur:

"Şaban ayının onbeşinci gecesi
olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü
(I5. günü) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah
Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe
inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: Benden mağfiret dileyen yok
mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu
rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu,
ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yokmu? Böyle olan yok mu?
Buyurur (İbn Mâce, H. no: 1388).

Diğer bir hadiste de şöyle buyuruyor: "Şüphesiz
Allah Teâlâ Şaban ayının onbeşinci gecesi dünyaya
en yakın olan semaya (keyfiyyeti bizce meçhul bir şekilde) iner
ve Kelb kabilesinin koyunlarının kılları
sayısından daha çok günahları (veya günah sahiplerini)
bağışlar" (İbn Mâce, H. no: 1389).

Mirac gecesi: Recep ayının 27'nci gecesine
rastlayan geceye "Mirac gecesi" denir. Mirac mucizesi, hicretten
bir buçuk yıl önce, 621 M. yılı başlarında vuku
bulmuştur. Bu gecede Hz. Muhammed (s.a.s), Mekke'den Kudüs'e oradan
semalara yükseltilerek, melekût âlemini seyretmiş ve Cenab-ı
Hak ile aracısız mükâlemede bulunmuştur.

Kur'an-ı Kerim'de mirac olayına şu
şekilde kısaca yer verilir: "Kulu (Muhammed'i) gecenin az
bir bölümünde kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek
için, Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız
Mescid-i Aksa'ya götüren Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir.
İşiten ve gören O'dur" (el-İsrâ, 17/1).

Hz. Muhammed'in, gecenin az bir bölümünde Mescid-i
Haram'dan, Mescid-i Aksa'ya kadar olan yolculuğuna "İsrâ",
Mescid-i Aksâ'dan göklere yükselip, madde âlemini aşmasına
da "mirac" denir. İsrâ; gece yolculuğu yapmak,
demektir.

Mirac gecesinin önemi, o gecede Cenab-ı Hak'tan
getirilen emir, yasak ve haberlerin öneminden gelmektedir. Mirac gecesi
getirilen esasları birkaç maddede toplayabiliriz:

1) İslâm'ı saran tehlike çemberinin,
etkisini kaybettiği haber veriliyor.

2) Daha önceki dinlerin yürürlükten kaldırıldığı
ilân ediliyor.

3) Hz. Muhammed'in ilâhi gücün tecelli ettiği
Sidretü'l-Müntehâ'ya yükselmesi, beşer ilminin sürekli
ilerleyeceğine delâlet ediyor.

4) İnsanla Rabbı arasında en önemli
iletişim aracı olan beş vakit namaz bu gecede farz
kılınmıştır.

5) el-Bakara Suresinin son iki âyeti İslâm
ümmetine hediye olarak gelmiştir. "Amenerrasûlü" diye başlayan
bu âyetlerde önemli akide konuları yanında, son âyette özlü
duâ örnekleri verilmektedir.

6) Allah'a ortak koşmayan mü'minlerin bağışlanacağı
müjdesi veriliyor.

İşte bu kadar önemli hükümlerin bir arada
bildirildiği Mirac gecesi, önemini bunlardan almaktadır. Mirac
gecesinde on iki rek'at nâfile namaz kılınması müstahsen
görülmüştür. Bu namazın her rekatında Fâtiha ile başka
bir sûre okuyarak, iki rekatta bir selâm vermeli, sonra yüz defa
"Sübhânellahi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illâllahü
vallahû ekber" demeli, daha sonra yüz defa istiğfar ederek, yüz
defa da salâtü selâm okumalıdır. Gündüzün de oruçlu
bulunulmalıdır. Böyle bir gecede yapılacak duanın
Cenab-ı Hak tarafından geri çevrilmeyeceği umulur.

Şâmil İA


Konular