Şamil | Kategoriler | Konular

Meni

MENİ

Erlik suyu, döl suyu, atmık, sperma. Menî
kelimesinin çoğulu "münyün"dür. Cenab-ı Hak, pek
çok canlı çeşitlerinin üremesini çiftleşme esasına
bağlamıştır. Erkekle dişinin çiftleşme
sırasında, orgazmı halinde oluşan erkek sperması
dişide döllenme meydana getirir ve doğum olayı bunu izler.
Ancak erkek veya dişiden spermama gelişi, normal çiftleşme
olmaksızın da kendiliğinden veya bir dış etkenle
olabilir. Karşı cinsi düşünme, ona bakma, rüyada uyarılma
veya el ile oynama bu etkenler arasında sayılabilir.

Spermanın asıl yapı
taşını su teşkil ettiği için, menî "bir
damla su" olarak algılanmıştır. Kur'an-ı
Kerimde Biz her canlıyı sudan yaratmışızdır"
(el-Enbiyâ, 21/30) buyurulur. Meni sözcüğü bir âyette şöyle
yer alır: "O, rahme dökülen meniden bir damlacık su
değil miydi... Sonra o damla bir kan pıhtısı
olmuş, derken Allah onu yaratıp güzel bir şekle
koymuş, ondan erkek ve dişi iki cins yaratmıştır"
(el-Kıyâme, 75/37-39).

slâm fıkhında erkek veya kadında
herhangi bir etkenle meninin şehvetle yerinden ayrılması
gusül abdestini gerektirir (bk. "Gusül" mad.). Şehvetle
yerinden ayrılıp, şehvet kesildikten sonra
dışarıya atılan meniden dolayı da Ebû Hanîfe ve
İmam Muhammed'e göre gusül lâzım gelir. Ebû Yûsuf'a göre
lazım gelmez. Bu duruma göre, rüyada veya bir kadına bakma
sonucunda, şehvetle yerinden ayrılan menî, cinsiyet uzvu
tutulup şehvet sükün bulduktan sonra dışarıya
akıtılsa ilk iki imama göre gusül abdesti gerekirken, Ebû
Yûsuf'a göre ise, menî şehvet kesildikten sonra
dışarı aktığı için guslü gerektirmez. Bu
sonuncu görüş yolculuk halinde veya kış mevsiminde
kolaylık sağlar. Bu yüzden, bu görüşün fetvaya esas
olan görüş olduğunu söyleyenler vardır (el-Fetâvâl-Hindiyye,
Beyrut 1400/1980, I, 14).

Cünüplük üç yolla sabit olur: a) Menînin, dışarıya
atılarak çıkması, b) Cinsiyet uzvu girmeksizin dokunma,
bakma, ihtilâm olma veya el ile oynama sonucunda, menînin şehvetle
çıkması, c) Menî gelmese de mücerred çiftleşme ile.
Çiftleşmekte cinsiyet uzuvlarının, sünnet mahalli
kaybolacak kadar, birbirine teması guslü gerektirir:

Ebû Hureyre (r.a) şöyle demiştir:

"Rasûlüllah (s.a.s); erkek kadının dört
dolu arasına oturup da mübaşerette bulunduğu zaman menî
gelsin gelmesin gusül vacip olur" (Nesaî, Tahâre, 128; Ahmed b.
Hanbel, Müsned Tahâre, III). Diğer yandan başka bir hadiste
"Yıkanmak ancak menîden dolayı lâzım gelir" (Müslim,
Hayz, 81; Ebû Dâvud, Tahâre, 83; Tirmizi, Tahare, 81; Nesaî, Tahâre
131; İbn Mâce, Tahâre, 110; Ahmed. b. Hanbel, III, 29, 36, V, 115,
116, 416, 421) buyurulur. Bununla, cünüplüğün aslı, menînin
inmesine bağlanmıştır. Bu duruma göre sünnet
mahallinin girmesini de menînin inmesi hükmünde saymak gerekir.
Böylece, ilk hadisi mensuh saymak yerine iki hadisin arası
bulunmuş olur.

Erkeğin menîsi beyaz, kadının menîsi
sarıdır. Cünüp olan erkek idrarını yapmadan veya
uyumadan önce yıkansa ve namaz kılsa, daha sonra kendisinden
menî kalıntısı gelse Ebu Yusuf'un aksine, Ebû Hanife ve
Muhammed'e göre yeniden yıkanması gerekir. Fakat ittifakla,
kıldığı namazı iade etmesi gerekmez Ancak
idrarını yaptıktan veya biraz yürüdükten veya uyuduktan
sonra şehvetsiz olarak gelecek menî guslü gerektirmez. Çünkü bu
durumda, o menî yerinden şehvet olmaksızın
ayrılmış bulunur. Yine bir kadın,
yıkandıktan sonra, kocasının menisi çıkacak olsa
yeniden yıkanması gerekmez (el-Fetâvâl-Hindiyye, I, 14;
İbn Âbidin, Reddü'l Muhtar, İstanbul 1984, I, 159 vd.).

Bir erkek veya kadın rüyasında ihtilâm olduğu
halde, meni dışarıya çıkmış bulunmazsa
yıkanması gerekmez. İmam Muhammed'e göre, bu durumda kadının
ihtiyaten yıkanması icap eder. Çünkü kadından çıkacak
sıvının yine kendisine dönmesi mümkündür.

Bir erkek idrarını yaptıktan sonra,
cinsiyet uzvundan meni gelse, eğer uzvu sertleşmiş durumda
ise, gusül abdesti gerekir. Uzvu sertleşmiş değilse gusül
değil yalnız abdest alması yeterlidir (el-Fetâvâl-Hindiyye,
I,14,15).

Cinsiyet uzvundan meni dışında gelebilen
iki çeşit sıvı daha vardır. Meziy ve vediy. Meziy;
şehvetlenen erkekten gelen, meniden başka yapışkan
ince ve beyazımsı bir sıvı olup, eşiyle cinsel
temastan önceki devrede ortaya çıkabilir. Meziy, gusül
gerektirmez, ancak abdesti bozduğu için, namaz abdesti almakla
yetinilir. Vediy ise; idrar yaptıktan sonra, cinsiyet uzvundan gelen
ve sidiğe göre, biraz daha koyu renkte olan bir sıvıdır.
Vediy, küçük abdest bozduktan sonra ortaya çıkabildiğine göre,
abdesti bozduğunda şüphe yoktur.

Hanefilere göre meni pis sayılır, bedene
veya elbiseye bulaşması halinde suyla yıkanması
gerekir. Eğer kurumuşsa ovalamak suretiyle de temizlenmiş
sayılır. Ancak Ebû Hanife'ye göre, kuru menîye, yeniden su
isabet eder ve ıslanırsa pisliği geri döner.

mam Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre, menî
temizdir. Diğer yandan İmam Mâlik ve Züfer meniyi pis kabul
etmekle birlikte, kuru meninin ovmak yoluyla temizlenemeyeceği görüşünü
savunurlar.

Yatağından uyanıp kalkan kimseler, ihtilâm
olduğunu hatırladığı halde yatağında
veya elbisesinde yaşlık görse, bunun menî mi yoksa meziy'mi
olduğunu bilmese, gusül abdesti gerekli olur. Vediy olduğuna
kanaat getirirse gusül gerekmez. Ayakta veya oturduğu yerde uyuyan
kimse uyandığı zaman uzvunca böyle bir yaşlık görse,
eğer bu yaşlığın meni olduğuna kanaati var
ise veya uyumadan önce bu uzvu hareketsiz bir halde bulunmuş ise gusül
abdesti gerekir. Fakat bu ıslaklığın meni olduğu
kanaati bulunmaz da, cinsiyet uzvu daha önceden sertleşmiş
durumda ise gusül abdesti lazım gelmez. Bu
yaşlığın meziy olduğuna hükmedilir. Çünkü
uzvun sertleşmiş durumda bulunması, mezinin çıkma
belirtisidir. Küçük abdestini bozan kimseden cinsiyet uzvu sertleşmiş
olduğu halde meni gelse, yıkanması gerekir. Sertleşme
olmayınca yıkanma gerekmez. Çünkü sertleşme,
şehvetin varlığını gösterir
(el-Fetâvâl-Hindiyye, I, 14 15; İbn Âbidin, a.g.e, I,162,163 vd.;
Mehmed Zihni, Ni'met-i İslâm, İstanbul, ty, s. 68 vd.; Kâmus
Tercemesi,

"Menî, Meziy ve Vediy" maddeleri Ö. Nasuhi
Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul 1985, s. 89 vd.).

Hamdi DÖNDÜREN


Konular