Şamil | Kategoriler | Konular

Kurtubi

KURTUBÎ

Ebû Abdullah Muhammed İbn Ahmed İbn Ebî
Bekr İbn Farh el-Kurtubî, Endülüs'ün yetiştirdiği büyük
âlimlerdendir.

Kurtuba'da çiftçilikle uğraşan bir ailenin
çocuğu olarak dünyaya gelen Kurtubî öğrenim çağına
girince önce Arapça ve şiir, sonra da Kur'ân-ı Kerim öğrendi.
627/1230'da babasının vefatından sonra da tahsiline devam
ederek Rebî İbn Abdurrahman İbn Ahmed (ö. 633/1235), İbn
Ebî Hucce adıyla meşhur olan Ebu Ca'fer Ahmed (ö. 643/1245)
gibi âlimlerden dilbilgisi, nahv, belâgat, Kur'ân ilimleri, Fıkıh
dersleri aldı.

Herhalde Kurtuba ve diğer Endülüs
şehirlerinin Hristiyanların eline geçmesinden sonra, Mısır'ın
İskenderiye şehrine geldi. Mısır'a geliş tarihi
kesin olmamakla birlikte İskenderiye'de, (648/1251) yılında
vefat eden hadis âlimi Ebu Muhammed Abdulvehhâb İbn Revâc'dan ders
aldığına göre bu tarihten önce İskenderiye'ye
gelmiş olmalıdır.

Kurtubî burada İbnu'l-Cummeyzî (ö. 649/1252),
Ebu'l-Abbâs Ahmed İbn Ömer el-Kurtubî (ö. 656/1258) ve el-Hasen
İbn Muhammed el-Bekrî (ö. 656/1258) gibi hocalardan dil, edebiyat,
Kur'ân ilimleri, kırâat, tefsir, hadis, Fıkıh dersleri
aldı.

Kurtubî buradan Kahire'ye, daha sonra da Asyût'un
kuzeyindeki Münyetu Benî Hasîb'e gidip yerleşerek (671/1273)'de
vefatına kadar orada kaldı. Kaynaklar Kurtubî'yi, salih bir
kul; ârif, dünyaya karşı zâhidâne yaşayan, itkân
sahibi bir âlim olarak tanıtırlar. Zühd ve takvâ içinde yaşamakla
birlikte faydalı birçok eser kaleme almıştır.
Kaynaklarda birçok talebesi olduğu bildirilmekle birlikte
bunların isimleri verilmemiştir.

Kurtubî birçok Endülüslü âlim gibi fıkıhta
Mâlikidir. Fakat tefsirine baktığımızda onun, mezheb
taassubuna kapılmadığını, hattâ bu eserinde
zaman zaman diğer mezheblerin görüşlerini tercih ettiğini
görürüz. Bunda, Mısır'a geldikten sonra Şâfiî
âlimlerden ders okumuş olmasının tesiri olduğu söylenebilir.
İtikâd mezhebi itibariyle de Eş'arîdir.

Bilinen eserlerinden önemlileri şunlardır:

1. et-Tezkire fi Ahvâli'l-Mevtâ ve Umûri'l-Âhire:
Kurtubî bu eserinde ölüm, ölülerin halleri, kıyamet, Cennet,
Cehennem gibi mevzuları anlatır.

2. et-Tezkâr fi Efdali'l-Ezkâr: Kur'ân-ı
Kerim'in faziletlerine dair kırk bâbdan oluşan bir eserdir.

3. el-İ'lâm bimâ fî Dîni'n-Nasârâ
mine'l-Mefâsid ve'l-Evhâm ve Ezhâru Mehâsini Dîni'l-İslâm.

4. el-Mısbâh beyne'l-Ef'âl ve's-Sıhâh:
Ebu'l-Kâsım Ali İbn Cafer'in Kitâbu'l-Ef'âl'i ile el
Cevherî'nin es-Sıhâh adlı lüğate dair eserlerinin
muhtasarıdır.

5. el-Muktebes fî Şerhi Muvattai Mâlik İbn
Enes.

6. el-Lumau'l-Lu'luiyye fî Şerhi'l İşrînâti'n-Nebeviyye.

7. el-Câmi'li-Ahkâmi'l-Kur'ân. (Kurtubî'nin hayatı,
eserleri, ilmî şahsiyeti hakkında geniş bilgi için bk.
el-Kasabi Mahmud Zalat, el-Kurtubî ve Menhecuhû fi't-Tefsir, Kahire
(1399/1979); Mahmud Besyûnî Fûde, Neş'etu't- Tefsîr ve
Menâhicuhu, Kahire 1406/1986, s. 195-196; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük
Tefsîr Tarihi, Ankara 1960, II, 345-346; İsmail Cerrahoğlu,
Tefsir Tarihi, Ankara 1988, II, 116-128).

Kurtubî Tefsiri:

Kurtubî'nin tefsirinin tam adı eserin
mukaddimesinde belirtildiği üzere "el-Câmi
li-Ahkâmi'l-Kur'ân ve'l Mübeyyin limâ Tedammenehû mine's-Sünne ve
Âyi'l-Furkân"dır. Eser, ahkâm ağırlıklı
olduğu için bunu Ahkâmu'l-Kur'ânlar içinde sayanlar da vardır.
Ama bütün Kur'ân'ın baştan sona kadar tefsirini ihtiva
etmektedir. Kurtubî tefsirine Kur'ân'ın fazileti, okunuşunun
keyfiyeti, tefsiri, i'câzı, cem ve tertibi, ahrufu seb'a, müfessirlerin
dereceleri ve tefsirle ilgili daha birçok konuya tahsis ettiği oldukça
geniş bir mukaddime ile başlar. Bu mukaddimenin
başında, tefsirinde takip edeceği metodu bizzat kendisi
şöyle açıklamıştır:

"Ömrüm boyunca Allah'ın kitabı ile
meşgul olmayı ve bütün gücümü ona sarfetmeyi uygun
gördüm. Bunu da tefsirdeki nükteleri içine alacak şekilde lügatleri,
i'rabları, kırâatleri, kalbleri doğru yoldan sapan dalâlet
ehlini reddetmeyi, bu zikrettiklerimin yanında ahkâmı,
âyetlerin nüzûl sebeplerini, âyetler arasındaki manâyı
toplayan ve birbirine zıt gibi görünen ayetler arasındaki müşkülleri
açıklayan selef ve halef âlimlerinin görüşlerine şehâdet
eden hadisleri özlü bir şekilde yazmaya giriştim... Bu
kitaptaki şartlarım: Sözleri söyleyenlerine, hadisleri de
(hadis mecmualarının) müelliflerine dayandırmaktır...
Müfessirlerin kıssalarından, tarihçilerin haberlerinden
lüzumlu olanlar ve açıklama için mutlaka gerekli olanlar hariç
olmak üzere yüz çevirdim. Bunun yerine "mes'ele" adını
verdiğim ahkâm âyetlerinin açıklamalarını koydum.
Bir, iki veya daha fazla hüküm ihtiva eden her âyete bazı
mes'eleler ilâve ederek o mes'eleler içinde nüzûl sebeplerini,
tefsiri, garîb kelimeleri ve hükümleri açıkladım. Şayet
âyet bir hüküm ihtiva etmiyorsa tefsir ve te'vilini vermekle
yetindim." (el-Câmî li Ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut 1405/1985, I,
2-3'den kısaltılarak).

Gerçekten Kurtubî mukaddimede verdiği bu
esaslara uymuş ve rivâyet ağırlıklı, son derece
faydalı bir tefsir ortaya koymuştur. Tefsirde rivâyete ağırlık
verilmesi yanında dirayet ihmal edilmiş değildir.
Mukaddimede belirtildiği üzere Sahabe ve Tabiun söz ve görüşlerinden
başlayarak kendi zamanına kadar yazılmış
tefsirlerden -genel olarak kaynak belirtmek suretiyle- bol bol
alıntılar yapılmış; âyetlerin tefsirine dair o
zamana kadar söylenen ve yazılanlar toplanmıştır.
Kurtubî, rivayete ağırlık verirken tefsirine
giriştiği âyetin açıklaması ile ilgili hadis
bulmuşsa bununla yetinmiş, hadis bulamadığı
takdirde Sahabe, Tabiun ve daha sonra gelen âlimlerin görüşlerine
yer vermiş, bu görüşlerin değişik olması
halinde aralarında tercihler de yapmıştır.

İstifade ettiği eserler arasında Ahkâmu'l-Kur'ân'lar
yekûn tutar. Bunlar içinde en çok Ebu Bekr er-Râzi el-Cassâs (ö.
370/981), İlkiyâ el-Herrâsi (ö. 504/1110) ve Ebu Bekr
İbnu'l-Arab; (ö. 543/1148)'nin Ahkâmu'l-Kur'ân'larından
istifade etmiştir. Bilindiği üzere bunlardan İbnu'l-Arabî,
Mâlikî; İlkiyâ el-Herrâsî Şâfiî; Ebu Bekr el-Cassâs ise
Hanefîdir. İbnu'l-Arabî'nin eserinden çok istifade etmesi yanında
zaman zaman onu tenkidden geri kalmamıştır.

Ahkâmu'l-Kur'ân'lar dışındaki tefsir
kaynakları içinde İbn Cerîr et-Taberî (ö. 310/923)'nin
Câmiu'l Beyân'ı, Ebu Ca'fer en-Nehhâs (õ. 338/949)'ın
İ'râbu'l-Kur'ân Ye Maâni'l-Kur'ân'ı, Ebu Bekr en-Nakkâs
(ö. 351/962)'ın Şifâu's-Sudûr adlı tefsiri, Ebu'l-Abbâsî
Ahmed ibn Ammar, el-Mehdevî (ö. 430/1039)'nin et-Tahsıl li-Fevâidi
Kitâbi't-Tahsıli'l Câmi li-Ulûmi'd-Tenzil tı, Mekkî İbn
Ebi Tâlib (ö. 437/1045)'in Tefsir'i ve Müşkilu İ'râbi'l-Kur'ân'ı,
el-Mâverdî (ö. 450/1058)'nin Tefsir'i ve İbn Atıyye (ö.
541/1147)'nin el-Muharraru'l Veciz'i sayılabilir.

Bunların dışında Kurtubî bu
tefsirinde, liste olarak verilse dahi sayfalarca tutacak derecede çok
hadis, fıkıh, kırâat, dil ve belâgat, akâid ve kelâm,
tarih sahalarında zamanına kadar yazılmış birçok
eserden çoğu kere kaynak belirterek istifade etmiş ve
tefsirinde bunlardan alıntılar yapmıştır.

Daha önce Kurtubî'nin fıkıhta Mâliki;
itikadda Eş'arî olduğunu belirtmiştik. Buna binaen
tefsirinde Maliki mezhebinin görüşlerini delillendirirken -özellikle
ahkâm âyetlerinin tefsirinde- diğer mezheblerin görüşlerine
de yer vermiş ama nezîh bir surette tenkid ve reddetmiştir.
İtikadî konuların delilleri olan âyetlerin tefsirinde ise
Ehl-i Sünnet dışındaki Mu'tezile, Kerâmiyye, İmâmiyye,
Râfıziyye, Mücessime, Müşebbihe, Karâmita gibi bâtıl
mezheblerin görüşlerinin çürütülmesine özen gösterilmiştir.

Kurtubî tefsirinde kırâatlere -şâz olan kırâatlere
de işaret edilmek suretiyle- ve âyetlerin Arap dilbilgisine göre
tahlillerine, şiirle istişhâda da bolca rastlanır. Bu
arada az da olsa israiliyyata yer verdiği görülür.

Bu özellikleriyle Kurtubî tefsiri isimlendirildiği
üzere sadece bir Ahkâmu'l-Kur'ân değil Kur'ân-ı Kerim'in bütün
âyetlerini hemen her yönden inceleyen, hattâ zamanındaki tabiî
bilimler ışığında bazı âyetleri tefsire
çalışan geniş bir tefsirdir. Yazma nüshalarının
bolluğu yanında defalarca baskısı da
yapılmıştır. Son olarak Mısır'da on iki cilt
halinde bir baskısı vardır ve bu baskıda
kaynakları da dipnotlar halinde gösterilmiştir.

Bedreddin ÇETİNER


Konular