Şamil | Kategoriler | Konular

Flört

FLÖRT

Kadın-erkek arasındaki duygusal ilişki.
Flört etmek, kadın ve erkeğin duygusal ilişki kurması.
Batı toplumlarında flört, gençlerin duygusal açıdan
olgunlaşmalarını, çeşitli komplekslerinden
kurtulmalarını, cinsellik konusunda bilgilenmelerini,
eşlerin evlilik öncesinde birbirlerini tanıyarak bilinçli bir
beraberlik oluşturmalarını sağlayacak bir tecrübe ve
eğitim biçimi olarak kabul edilmiş ve hoş görülmüştü.
Fakat duygusal ilişkiler, kendisine ilişkin bütün düşünce
ve varsayımların iflasını ilan edercesine büyük bir
hızla fiziksel ilişkiye dönüşerek gündemden düştü.
Batılı toplumlar günümüzde bir yandan bir süre önce son
derece masumane ilişkiler olarak baktığı flört olayının
önüne yığdığı toplumsal sorunlarla
boğuşurken, bir yandan da artık duygusal ilişkinin
yerini alan cinsel özgürlük gibi kavram ve olguları
tartışmaya başladı.

Kadın-erkek arasında serbestçe kurulan ilişkilerin
farklı bir sonuca varması mümkün değildir. Çağımızın
önde gelen ruhbilimcilerinden Erich Fromm izlenerek söylenirse, karşıt
cinsler arasındaki duvarın yıkılması durumunda
duygusal ilişkilerin karşı konulmaz bir cinsel isteğe
dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu cinsel isteğin tek
amacı da birleşmektir. Bu nedenle bu tür ilişkiler düşünüldüğünün
tersine sürekli değildir ve utanç, umut kırıklığı,
nefret ve düşmanlıkla noktalanır. Böylesine olumsuz bir
biçimde sonuçlanan ilişkiler doğal olarak birçok bireysel ve
toplumsal soruna neden olur. Ruhsal bunalımlar, aileden kopmalar, kötü
yollara düşmeler, çocuk denilecek yaşta ortaya çıkan
gebelikler, terkedilmiş gayr-i meşrû çocuklar, intiharlar bu
tür ilişkilerin Batı toplumlarının önüne yığdığı
sayısız sorundan yalnızca birkaçıdır.

İslâm, yalnızca ortaya çıkan sorunlara
çözümler getiren bir inanç ve hukuk sistemi değil, aksine,
getirdiği kurallarla öncelikle sorunların ortaya çıkmasını
önleyen bir dindir. İslâm'ın bu özelliği
kadın-erkek ilişkileri alanında da kendini göstermekte,
İslâm toplumlarında, Batı örneği câhili toplumların
karşı karşıya geldiği sorunların ortaya çıkmasına
imkan tanımamaktadır.

İslâm, toplumun çürümesine neden olan başlıca
amillerden birisi kadın-erkek arasındaki gayr-i meşrû
cinsel ilişkiyi (zina, fuhuş) yasaklamış,
caydırıcı bir etken olarak cezaî müeyyideler getirmiştir.
Fakat asıl önemlisi bireyleri bu tür fiillere götürecek bütün
yolları kapatması, oluşmasını önleyici tedbirler
almasıdır. Bu tedbirlerin başında karşıt
cinsteki yabancı kişilerin yalnız başlarına bir
arada bulunmaması kuralı gelir. Hz. Peygamber, böyle bir
durumun doğuracağı tehlikeli sonuçlara dikkat çekmek
üzere, "Çünkü -bu takdirde- üçüncüleri şeytandır"
(İbn Hanbel, Müsned, I, 227, III, 339) buyurur. Diğer bir
önleyici kural da tesettür ve sürekli bakış gibi
uyarıcı davranışlardan kaçınma (en-Nur,
24/30-31) kuralıdır. Dokunma, el sıkışma ve
benzeri fiziki temas yasağı da başka bir önlemdir (el-.
Mavsılî, el-İhtiyarî Ta'lili'l-Muhtar, IV, 156). İslâm'ın
kadın-erkek ilişkileri hakkında getirdiği hüküm ve
kurallar açısından bakıldığında flörtün
bütünüyle İslâm sınırlan dışında
kaldığı görülür: Çünkü, biçimi, şartlan ve sonuçlan
bakımından İslâm'ın hüküm ve kurallarına ters
düşen bir ilişki biçimi olarak ortaya çıkmaktadır.

İslâm insanın cinsel yönünü görmezden
gelip bu alandaki ihtiyaçlarını yok saymaz. Tersine, bu yönünün
meşrû' ve hem birey, hem de toplum için yararlı olabilecek biçimde
tatminini öngörür. Evlilik kurumunun önemli varlık nedenlerinden
birisi de insanın cinsel ihtiyaçlarının böyle bir yönde
karşılanmasıdır. Bu nedenle İslâm'da evlilik teşvik
edilmiş, olabildiğince kolaylaştırılmaya çalışılmıştır.

Ahmet ÖZALP


Konular