Şamil | Kategoriler | Konular

Fevri

FEVRÎ

Düşünmeden ve anı olarak yapılan
hareket. Fıkıh ıstılahına göre "fevrî",
emredilen bir işi ilk imkân anında eda etmektir. Mukabili
"terahî"dir ki, emredilen bir işin ilk imkân anında
yerine getirilmesi icap etmeyip daha sonra yapılmasının da
mümkün olmasıdır.

İslâm'da yapılması emredilen
ibadetlerin gerçekleşmesi için ortaya konan şartların en
aranılanı. bu ibadeti yerine getirecek "zaman"ın
var olmasıdır.

İbadetlerin, kendilerine tahsis edilen zaman
diliminde yapılmasına "eda"; zamanından sonra
yapılmasına ise "kaza" denir. Edâ edilmesi farz olan
ibadetlerin her ne sebeple olursa olsun kazaya bırakılması
halinde kaza edilmesi de farzdır. Ancak bir kısım ibadetler
için tayin edilen zaman, namaz vakitlerinde olduğu gibi belli bir
zaman dilimine sıkıştırıldığı gibi
bir kısım ibadetler de vardır ki, bunlar için tayin edilen
zaman, ömrün sona ereceği ana kadar
uzatılmıştır. Bu noktada fevrîlik veya terahîlik
söz konusu olur.

Secde edilmesi emredilen ayetlerin okunması
halinde yapılması gerekli olan Tilâvet secdesinin yapılmasının
vacip olması, fevrî değildir. Yani secde ayeti okunur okunmaz
hemen secde edilmesi lâzım gelmez. Bu secde uzun bir müddet sonra
da yapılabilir. Ancak bir zarûret bulunmadıkça tehir edilmesi
tenzihen mekruhtur. Ebû Yusuf'a göre tilâvet secdesi namazın
haricinde fevren vaciptir.

Zekât, zekâtı verilmesi gereken malın
üzerinden bir yıl geçtikten sonraki zamanda ödenmesi gerekli bir
farzdır. Hemen verilmesi halinde borçtan kurtulmuş olunurken,
daha sonraki zamanlarda verilmesi de mümkündür.

Fıtır sadakası, Eimme-i Selase'ye (Ebû
Hanife, Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e) göre Ramazanın son
akşamı güneşin batmasından itibaren vacip olur.
Bayramdan sonraya bırakılması haramdır, yani o vakitte
verilmesi fevren vaciptir. Özür nedeniyle tehir edilirse, kaza edilmesi
lâzımdır.

Umre (Hac zamanının dışında Kâbeyi
tavaf ve Safa ile Merve tepeleri arasında sa'y etmek), İmam
Şafiî'ye göre fevrî olmayan bir farz-ı ayrıdır;
Hanefîlere göre ise fevrî olmayan yani ömrün herhangi bir zamanında
yapılması mümkün olan müekket bir sünnettir.

Haccın ömrî (hayatta oldukça herhangi bir
dönemde yapılabilecek) veya fevrî (şartları yerine
gelince hemen yapılabilecek bir ibâdet) olması hakkında
ihtilaf vardır. Bir görüşe göre Hac ömrî'dir, hayatta kaldığı
sürece herhangi bir zamanda yapılabilir. Sonraya
bırakmasından dolayı kişi günahkâr sayılmaz.
Fakat daha sahih olan görüşe göre ise Haccın farziyyetinin
edası fevrîdir, tehir edilmesi halinde kişinin günaha
girmesine sebeb olur.

Cengiz YAĞCI


Konular