Şamil | Kategoriler | Konular

Cevamıü'l-kelım

CEVÂMİÜ'L-KELİM

Az söz ile çok manayı ifade eden edebî
vecizeler. Bu tariften hareketle, Kur'an-ı Kerîm'in tamamı bir
cevâmiu'l-Kelim olduğu gibi, Hz. Peygamber'in bir çok hadisleri de
birer cevâmiü'l-kelimdir:

Hz. Peygamber'in bizzat kendi ifadelerine göre, Yüce
Allah O'nu cevâmiü'l-kelim ile göndermiştir. Buharî'nin bir
rivayetinde şöyle buyrulmaktadır: "Ben cevâmiü'l-Kelim
ile gönderildim. Ben (bir aylık mesafedeki düşmanların gönüllerine)
korku salmak sûretiyle yardım olundum. Bir de ben bir defasında
uyuduğumda, bana yerdeki hazinelerin anahtarları getirilerek,
iki avucumun içine konuldu " (Buhârî, Ta'bîr 22, İ'tisâm
1).

Hz. Peygamber'e mahsus kılınan bu
özelliklerden biri olan cevâmiü'l-kelim'in Kur'an-ı Kerîm olarak
da tefsir edildiğini yukarıda kaydettik. Çünkü Kur'an'ın
her ayeti, her cümlesi müstesna bir uslûba sahip olduğundan,
Peygamberimiz tarafından tebliğ edildiğinde onu duyan
cahiliye şairleri nazmının güzelliği ve icazı
karşısında hayran kalmaktan başka bir şey
yapamamışlardır.

İmam Nevevî cevâmiü'l-kelim'i şöyle açıklar:
"Bize nakledildiğine göre cevâmiü'l-kelim Allah Teâlâ'nın
daha önceki kitaplarında yazılmış bulunan bir çok
emrinin, Hz. Peygamber'e sadece bir, iki veya bu kadar az bir emir içinde
toplaması veya özetlemesidir" (İbn Recep el-Hanbelî,
Cevâmiü'l-Hıkem fi Şerhi Hamsıne Hadîsen min
Cevâmiü'l-Kelim, Dârü't-Türâs, (t.y.) s. 2).

Kur'an-ı Kerîm bu kadar cevâmiü'l-kelim
ifadelerle bir çok hikmetleri anlatmaktadır. Meselâ "O halde
sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklerden
yüz çevir" (el-Hıcr, 15/94) âyet-i kerimesini duyan bir müşrik,
böyle kısa bir ifade ile bu kadar büyük bir hikmeti ifade etmesi
karşısında secde etmekten kendini
alıkoyamamıştır. Hz. Peygamber'in hadislerinde de cevâmiü'l-kelim
olanlar az değildir. Yine O'nun (s.a.s.). bizzat ifade ettiği
gibi, zaten kendisi "Arab'ın en fasîhi idi" (Tecrid-i
Sarih Tercümesi, I, 455). Bu durumda "Hz. Peygamber'e mahsus olan
cevâmiü'l-kelim iki tür hâlinde karşımıza çıkmaktadır."
Birincisi Kur'an'dır; yani O'na Allah tarafından indirilen ilahî
ayetlerdir. İkincisi ise Hz. Peygamber'in hadisleridir.

Meselâ "Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya
vermeyi emreder; edebsizlikten (fahşâdan), fenalıktan (münkerden)
ve azgınlıktan (bağyden) de meneder. Öğüt almanız
için size böyle nasihatte bulunur" (en-.Nahl, 16/90) ayeti, Hasan-ı
Basrî'nin de söylediği gibi, hayır ve iyilik sayılan her
şeyi emretmiş, kötü veya şer namına ne varsa
onların hepsini de yasaklamıştır. Bir tek âyet
böylesine şumullü ve sayısız hikmetleri içine almaktadır.

Cevâmiü'l-kelim'in ikinci nevi olan, Hz. Peygamber'in
sünnetlerinde yer almış olan bir çok haber de bugün elimize
ulaşmış bulunmaktadır (İbn Recep el-Hanbelî,
a.g.e., s. 3). Bazı âlimler cevâmiü'l-kelim niteliğinde olan
kısa, veciz, fakat oldukça geniş hikmetleri ihtiva eden
hadisleri bir araya getirerek, "Erbaîn"ler yazmışlardır.
Nevevî'nin meşhur "Erbain'i" bunların
başında yer alır. Bundan başka el-Hafız Ebu Bekr
b. es-Sinnî'nin, el-İcâz ve Cevâmiü'l-Kelim
Mine's-Süneni'l-Me'sûra'sı da aynı türden hadis mecmualarındandır.

Hz. Peygamber'in cevâmiü'l-kelim niteliğindeki
hadislerinden bazıları: "Ameller niyetlere göredir...
" (Buharî, Bed'ü'l-vahy 1). "Sizi neden men ettiysem ondan
kaçınınız, neyi de emrettiysem, gücünüzün yettiği
oranda onu yerine getiriniz... " (Buharî, İ'tisam, 3).
"Her sarhoşluk veren şey haramdır. " (Buhârî,
Vudû' 71; Eşribe 4, 10; Müslim, Eşribe 67-69....). "Bevyine
(delil) davacı üzerine, yemin de inkâr edenedir" (Buharî,
Rehn 6; Tirmizî, Ahkâm,12). Bu misalleri daha çoğaltmak mümkündür.
Türkçe'ye bile açıklayarak tercüme etmek zorunda olduğumuz
bu tür hadislerin Arapça ifadeleri oldukça beliğ ve vecizdir.

Talat SAKALLI


Konular