Şamil | Kategoriler | Konular

Calut

CÂLÛT

Hz. Dâvud (a.s.) zamanında yaşamış,
"Amâlika" kralının adı.

"Amâlika" kavmi Akdeniz'in sahilinde, Mısır
ile Filistin arasında yaşayan bir milletti. Amâlika kavminin
kralı Câlut, Hz. Musa'nın vefatından sonraki bir dönemde
İsrâiloğullarına saldırmış, onları
yenerek, birçok esir ve kıymetli eşyalarını
almış, ülkesine götürmüştü. Esirler içinde İsrâil
krallarının bir çok prensi de bulunuyordu. Câlut sadece
bunlarla kalmamış, geride kalan İsrailoğulları'na
da ağır vergiler koymuştu. HattaTevrât'larını
bile almıştı. Bu sırada
İsrailoğulları'nın bir peygamberi de yoktu. Bunlar
Allah'a yalvararak bir peygamber göndermesini istemişler, Allah Teâlâ
da onlara bir peygamber göndermişti. (Elmalılı Hamdi
Yazır, Hak Dini, İstanbul 1979, II, 828).

Nihayet, önceleri bir intikam duygusuyla, kendilerine
gönderilen Aşmuil veya Şâmuil'e başvurarak, kendilerine
dirayetli bir hükümdar ve komutan tayin etmesini istemişlerdi. Bu hükümdar
sayesinde çıkarıldıkları yurtlarına dönmek
isteklerini dile getirmişlerdi. Peygamberleri de bu istek üzerine,
Tâlut ismindeki bilgili, basiretli, cesaret sahibi hükümdarı tayin
etti. Fakat İsrailoğulları tayin edilen bu kumandana itiraz
ettiler. Her şeyi maddi ölçülere göre değerlendirmeye
alışmış olduklarından içlerinden daha zenginleri
varken, böyle birisinin tayinine razı olmadılar. Fakat
Peygamber, Tâlut'un hem bilgili hem de fiziksel yapı itibariyle bu
işe uygun olduğunu söyleyip bu işin ehli olduğunu
belirtmiştir (el-Bakara, 2/246-247). Yine Peygamber,
İsrailoğulları'na, Tâlut'un hükümdarlığının
işâreti olarak içinde atalarına ait bir takım kutsal emânetler
ve Tevrat levhaları bulunan kutsal tabutu, meleklerin getirmesi
mucizesini göstermiştir (el-Bakara, 2/248).

Bunlardan sonra, Tâlut,
İsrailoğulları'nın başına geçip, Câlut'a
saldırmak üzere Filistin veya Ürdün nehrini geçerken, ordusunun
sabrını veya samimiyetini ölçmek istemişti. Hava çok sıcaktı
ve ordusuna nehirden geçerken su içmemelerini söylemişti. Fakat
ordusundan bu emre uyanların sayısı oldukça az miktarda
kalmıştı.

Fakat Tâlut bu kutsal mücadelesinden caymamış
ve Câlut ile savaşa girmiştir. Halbuki savaştan önce
ordusundan bazıları, Câlut'un ordusunu görünce: "Bugün
Câlut'un ordusuyla karşılaşacak gücümüz yok" demişler
ve kumandanlarını bırakarak savaşa girmemişlerdi.
Buna rağmen, az sayıda samimi mümin ile beraber savaşa
giren Tâlut, Câlût'a karşı savaşı
kazanmıştır. Tâlut'un ordusunda bulunan Hz. Dâvud da
Câlut'u öldürmeyi başarmıştır.

Hz. Dâvud (a.s.) Tâlut ve Eşmuil (a.s.)'ın
vefatından sonra İsrailoğulları'nın
başına geçmiş ve kendisine peygamberlik de verilmişti
(el-Bakara, 2/249-252). Aynı kıssa biraz daha geniş olarak
Kitab-ı Mukaddes, 1. ve 2. Sammel sifrinde geçmektedir.

Kur'an'ın anlattığı bu hadise,
samimiyet ve iman gücünün nelere kadir olacağını ve
İsrailoğulları'nın
azgınlığını gözler önüne sermektedir.

Talat SAKALLI


Konular