Şamil | Kategoriler | Konular

Ber

BER'

Kötü görülen, hoşlanılmayan
şeylerden uzak durmak, tertemiz ve her türlü kirden uzak yaratmak,
iyileşmek ve şifa bulmak anlamlarına gelen ve
yaratılışı ifade eden bir terim.

Kelimenin kökü Be-ra-e' fiilidir. Min' edatıyla
kullanıldığında -den uzaklaşmak, ilgiyi kesmek';
Tef'îl' babında 'Ber ra e' şekliyle aklamak, beraet ettirmek; 'istif'âl'
babında 'İs teb-ra-e' şeklinde
kullanıldığı zaman ise temizlenmek, berâatını
istemek anlamlarına gelir.

Allah'ın güzel isimlerinden olan Bârî, Allah'ın
yarattığı şeyleri tertemiz
yarattığını ve her türlü kirden arındırdığını
ifade eder. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili,
VII, 4876). Hak Teâlâ zatı, sıfatları, isimleri, fiilleri
ve şuûnatıyla tertemiz, her türlü çirkinlik ve kirden
müberra ve her türlü noksanlıktan uzak olduğu için; O' nun
yaratması da böyle tertemiz ve her türlü noksanlık ve kirden,
ayıptan uzaktır.

Kelimenin Kur'an'da geçen diğer şekillerinin
de kuşkusuz bu kök anlamıyla yakından
bağlantısı vardır. Sözgelimi, Hz. İsa'nın
"körü ve alacalıyı ibrâ ettiği", yani
iyileştirdiği belirtilir (Âli İmrân, 3/49). Yusuf
suresinde Hz. Yusuf veya Aziz'in karısı "Ben nefsimi tebrie
etmem"(Yusuf 12/53) derken nefsini temize çıkarmak, daha
doğrusu kötülüklerden uzak görmek istemediğini; çünkü
nefsin her zaman kötülüğü emrettiğini belirtir. İnsan,
tabiatı gereği yanılır, kötülük ve günah işleyebilir.
Bu yüzden, Allah' tan başkası temelde barî' değildir;
noksanlık, kötülük ve günah insanın ayrılmaz
özelliklerindendir. Buna karşılık, insan tövbe ve istiğfar
ile, haramlardan mümkün olduğunca kaçıp, emredilenleri yerine
getirmekle günahlardan temizlenir, yani nefsini tezkiye' eder; ama tebrie'
edemez.

İslâm'ın oldukça önemli kural ve esaslarından
olan teberrî' veya teberrâ' ise, Allah'ın düşmanlarından
uzak durmak, onları velî, sırdaş ve lider edinmemek,
kendilerine özellikle müslümanların kaderiyle ilgili görevleri
tevdî etmemek ve onlarla gönülden dost olmamak demektir. (el-Bakara,
2/166-7; el-En'âm, 6/68; el-Enfâl, 8/48; et-Tevbe, 9/3).

Aynı 'Be-ra-e' fiilinden türeyen 'Berâet'
kelimesi ise; "mahkemede suçsuzluğu ortaya çıkmak ve suç
töhmetinden kurtulmak", siyasî hukuk açısından ise
"ilişkileri kesme, sulh durumuna son verme"
anlamlarına gelir ve Kur'an-ı Kerîm'de Tevbe suresinin başında
kullanıldığı biçimiyle, artık İslâm'ın
hakim duruma geçtiği konumda ya İslâm'ı seçmek, ya da
savaşa hazır olmak şıklarından birini tercih
hususunda müşriklere verilen ültimatom (Elmalılı, Hak
Dini Kur' an Dili, Tevbe,1 ) manasını ifade eder.

Yine, aynı fiilden gelen "beriyye"
kelimesi ise "yaratıklar" demektir. Kur'an'da 'hayru'l-beriyye'
ve 'şerru'l-beriyye' şeklinde geçer (Beyyine, 98/6-7).

Ali ÜNAL


Konular