Şamil | Kategoriler | Konular
Aldatmak
ALDATMAK
Yanıltmak, hîle ve oyuna getirmek, kandırmak,
iğfâl etmek, dolandırmak, sözünde durmamak.
Kur'an-ı Kerim'de aldatma, münâfıklar*a
yakışan çirkin bir huy olarak belirtilmiştir. Münâfıkların
en belirgin özellikleri Allah'a inanmadıkları hâlde, "inandık",
diyerek başkalarını kandırmalarıdır.
Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışan münâfıklar
aslında kendilerini aldatmışlardır. Allah mutlaka
onların hîle ve aldatmalarını boşa çıkarır.
İnsanlarla olan ilişkilerde de dürüst olmak
gerekir. Başta alış-veriş olmak üzere her konuda başkalarını
aldatmak ahlâksızlıktır. Dünyada insanları aldatmak
mümkün olsa bile, Cenâbı Hakk her şeyi kuşatan ilmi ile
yapılanları bilecek ve ahirette bunun hesabını hilekâr
yalancılardan soracaktır. Bunun için asıl aldananlar,
geleceklerini düşünmeden başkalarını aldatmaya çalışanlardır.
Aldatmanın, doğru söylememenin nifak
alâmeti olduğu unutulmamalıdır. Cenâb-ı Hak,
Resulullah'ı ve diğer müslümanları aldatmaya çalışan
münâfıkların durumunu şöyle açıklıyor:
"Onlara, insanların (Muhâcir ve Ensâr'ın)
iman ettiği gibi, siz de iman edin denildiği zaman, (kendi
aralarında): -Biz, akılsız cahillerin iman ettiği gibi
iman eder miyiz? derler. Doğrusu akılsızlar, sefihler
onlardır ve lâkin bilmezler. Bir de müminlerle karşılaştıkları
zaman: -Biz de (sizin gibi) iman ettik, derler. Halbuki
şeytanlarıyla (kendilerini aldatan dostlarıyla) yalnız
başına kaldıkları zaman: -Biz (dinde) sizinle
beraberiz, biz ancak (mü'minlerle) alay ederiz, derler. Allah münâfıkları
ettikleri istihzanın cezası ile cezalandırır; ve
azgınlıkları içinde başıboş
dolaşmalarına mühlet verir." (el-Bakara, 2/10-15).
Yukarıdaki ayetlerde aldatmanın münâfıkların
alâmetlerinden olduğu bildirilmektedir. Allah'u Teâlâ başka
bir ayette de şöyle buyuruyor:
"Doğrusu münâfıklar Allah'ı
aldatmağa çalışılar, oysa O onlara aldatmanın ne
olduğunu gösterecektir. " (en-Nisâ, 4/142) .
Şu halde müslümanın böyle bir nifak
alâmetini üzerinde taşımaması için; kesinlikle hilekârlığa
ve başkalarını aldatmağa yeltenmemesi, böyle bir düşünceyi
içinde taşımaması gerekir. Unutulmamalıdır ki,
Cenâb-ı Hakk'ın ilmi her şeyi
kuşatmıştır. O'nun bilmediği şey yoktur.
Öyleyse başkalarını aldatmağa çalışmakla
gerçekte kendimizi aldatmış oluruz.
Allah'u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Seni aldatmak isterlerse, (bil ki) şüphesiz
Allah sana kâfidir. Seni ve inananları yardımlarıyla
destekleyen, kalplerini uzlaştıran odur. " (el-Enfâl,
8/62).
Cenâb-ı Hak bir yandan hilekârların hîlelerini
ortaya çıkararak onları dünya ve ahirette rezil ve rüsvây
ederken, öte yandan aldatılmak istenen müminlerin yardımcılığını
üstlenmektedir .
Bütün bunlar düşünülerek, insanlarla olan her
türlü münasebette dürüst olmak, doğruluktan ayrılmamak,
yalana, hîleye başvurmamak; kısaca hiç kimseyi, hiçbir konuda
aldatmamak müminlerin vazgeçilmez prensibi olmalıdır.
Osman ÇETİN