Şamil | Kategoriler | Konular

Ahbar

AHBÂR

Yahudi âlimleri ve din adamları hakkında
kullanılan Kur'anî bir tabir. Hahamlar.

Yahudiler, Ahbâr kelimesini belli bir grup âlim ve
yahudiliği insanlara öğreten, yahudi şerîatını
ve dinî hükümleri bilen kimseler için kullanmışlardır.
Bunlar yahudiler arasında çıkan anlaşmazlıklara ve
problemlere çözümler getirmekte idiler.

Kur'an-ı Kerim'de geçen Ahbâr kelimesi
muhtemelen İbrânice'den Arapça'ya girmiş bir tabir olup,
ayetlerde hristiyanların papazları ile birlikte zikredilerek her
iki din mensuplarının din adamlarını ilâh edindikleri
ve onların tavsiye ve direktiflerine uydukları bildirilmektedir.

"Onlar, Ahbâr'ını (hahamlarını)
ve ruhbanlarını (papazlarını) ve Meryem oğlu
İsa Mesih'i Allah'tan başka Rab'ler edindiler. Halbuki onlar,
ancak "bir" olan ve kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a
ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah onların ortak
koştuklarından münezzehtir." (et-Tevbe, 9/31)

Ahbâr ve Ruhban tabirleri aynı sûrede birkaç
ayet sonra tekrar zikredilirken onların insanlara
yaptıkları haksızlıklar dile getirilmektedir:

"Ey iman edenler, Hahamlar ve papazlardan pek çoğu
haksız yere insanların mallarını yerler, onları
Allah'ın yolundan alıkoyarlar..." (et-Tevbe, 9/34)

Yahudiler arasında büyük bir itibar ve nüfûza
sahip olan Ahbâr, dinî hükümleri arzu ettikleri gibi evirip çevirerek
insanları kendilerine bağlamış ve Tevrat'ı
istedikleri gibi yorumlayarak dini tahrif etmişlerdir.

Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretinden sonra bu yahudi
Ahbâr'ından ve ileri gelenlerinden olan Abdullah b. Selâm
müslüman olmuş ve bunların dinde yaptıkları
tahribatı müslümanlara anlatmıştır.

Tevrat'ın hükümlerini uygulamaları
gerekirken hep bundan uzak kalan Ahbâr, Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ın
hükümleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir... Zalimlerin
ta kendileridir... Fâsıkların ta kendileridir."
şeklinde anlatılmışlardır. Bu ayetler Ahbârı
ve onların yolunu izleyerek Allah'ın hükümlerinden uzak kalıp
bunları uygulamayanların durumunu açıklamaktadır.

Ahmed AĞIRAKÇA


Konular