Şamil | Kategoriler | Konular

Adem

ADEM

Yokluk, hiçlik, fena, bulunmama. İki çeşit
adem bulunduğu belirtilmiştir. Bunlardan biri mutlak,
diğeri ise mukayyed yokluktur. Meselâ "Evde ekmek yoktur"
cümlesinde ekmek; eve nisbetle yoktur. Yani bu durum, ekmeğin mutlak
olarak değil, belirli bir anda bulunmamasını gösterir. Bu
şekilde, "var fakat mevcut değil"
manasındadır. Mutlak yoklukta, böyle bir şartlı
yokluk söz konusu değildir. Kesin bir yokluk durumu vardır.

Tasavvufta mutlak ve gerçek vücud Allah'ın
varlığıdır. Bu yüzden tasavvufta eşya ve madde
bir "yokluk" olarak kabul edilmiştir. Çünkü madde ve eşya
yokluktan hâsıl olmuştur. Aynada görülen şeylerin gerçek
varlığı bulunmadığı gibi, madde
aynasında görünen ve akseden şeylerin de kendi
başlarına bir varlıkları bulunmamaktadır.

İbnü'l-Arabî'ye göre: "Kâinattaki her
şey bir vehim ve hayalden ibarettir. " Bunların gerçek ve
belli başlı bir varlıkları yoktur. Bu konuda da
İbnü'l-Arabî'nin özellikle Eflatun'da görülen "gerçek ve
onun yansıması olan ideler âlemi" görüşüne bir
yaklaşma vardır. Dolayısıyla eski Yunan'dan bir
etkilenme söz konusudur. Bu konudaki tartışmalar,
nassların çizdiği hudutların dışına bile çıkacak
noktaya maalesef gelebilmiştir. Batı'da olduğu gibi
akıl, bu hususları tahlil etmek için bayağı
zorlanmıştır.

Şamil İA


Konular