Şamil | Kategoriler | Konular

Semi

SEMİ'

Cenab-ı Allah'ın sıfatlarından biri.
İster gizlensin ister açıkça söylensin, gizliyi, fısıltıyı
bile işiten anlamına gelen es-Semi' ismi âyet-i kerimelerde tek
başına bulunmayıp es-Sebe', 34/50; ed-Duhan, 44/6;
el-Hucurat, 49/1; el-İsra,17/I âyetlerinde görüldüğü gibi
daha çok Karîb, Basîr ve Alîm isimleriyle birlikte getirilmiştir.

Semi', bazen duaların kabulü manasına "Semiu'd-dua"
(duayı tam anlamıyla duyan, işiten) anlamına gelir.
Meselâ; İbrahim,14/39 ve Alu İmran, 3/38; âyetlerde Hz.
İbrahim ve Hz. Zekeriyya peygamberlerin dualarında gördüğümüz
"duaları çok işiten, yani çok kabul eden" manasındaki
"semiu'd-dua" bunu göstermektedir (Metin Yurdagür, Allah'ın
sıfatları, İstanbul 1984, s. 86).

Semi', Cenab-ı Allah'ın sıfat-ı subütiye
veya sıfat-ı meani ve sıfat-ı zâtiyye de denen sıfatlarından
biri olup, O'nun zâtının gereği, ezelden muttasıf
olduğu ve O'ndan hiç ayrılmayacak olan
sıfatlarındandır. Bu sıfat, ezelî ve ebedî olarak
Allah ile kaim, nasslarla sabit, ancak O'nun ne aynı ne de gayrı
diye kabul edilen hakiki sıfatlarından olup; selbi sıfatlar,
yani, Allah'ta bir eksikliğin bulunmadığını ifade
eden sıfatlar gibi O'nu noksanlıklardan tenzih eden itibâri bir
mefhum değildir (İsmail Hakkı İzmirli, Yeni İlmi
Kelam, II, İstanbul 1339-1343, s. 104, 111-112).

Semi' sıfatının ifade ettiği
Cenab-ı Allah'ın işitmesi, O'nun yarattıklarında
olduğu gibi işitmek için bir organı, yani kulağı
veya onun kısımlarından birini gerektirmez. Çünkü Allah
bir cisim olmaktan münezzehtir. Allah'ın gizli-açık
herşeyi işittiği, Kur'an-ı Kerim'in âyetleriyle sabit
olduğu gibi; Hz. Peygamberin hadislerinde de ifade buyurulmuştur.
Nitekim bir hadiste; "Kendinize hakim ve sahip olun. Siz,
sağır ve gâib olana değil; işiten, gören ve çok yakında
olan Allah'a dua ediyorsunuz" buyurulmuştur (Buhari,
el-Camiu's-Sahih, İstanbul 1315, VIII, 168).

Allah Teâlâ'nın gizli-açık her şeyi
işitmesini ifade eden semi' (işitme) sıfatı, mahiyeti
ve işleyişi bakımından insanlık tecrübesinin dışında
bulunur. Çünkü, Allah'ın zatını ve mahiyetini kavramak
bakımından da biz insanların durumu aynıdır. Bu
konuda kullara ve bir insanlara düşen görev, Kur'an-ı Kerim'de
çeşitli münasebetlerle pek çok yerde zikredilmiş bulunan ve
semi' kelimesiyle ifade edilmiş olan bir sıfatı olarak
Allahu Teâlâ'nın her şeyi işittiğine inanmaktır.
Bu sebeple, bu sıfat İslam din bilginlerince Allah'a sübûtu
zarûrî bulunmuş ve isbatı için akıldan delil getirmeye
bile gerek görülmemiştir (Seyyid Şerif Cürcânî, Şerhul
Mevâkıf, II, s. 359, Fahreddin er-Razî, Kelâma Giriş (el-Muhassal),
Terc., Hüseyin Atay, Ankara 1978, s: 165).

Allah'ın semi' sıfatına sahip
olduğu her ne kadar âyet ve hadislerle ispatlanıyor ve
başka delile gerek duyulmuyorsa da, Kelam kitaplarında
akıldan da deliller getirilmiştir. Nitekim,
yarattıklarında bile işitmenin, işitmemeye göre bir
kemal ve üstünlük taşıdığı bilinirken; en yüce
kemal sahibi olan Allah Teâlâ için bu sıfatı kabul etmek
gerektiği ortadadır. Başka yönden ilim bir kemâl sıfatıdır.
İşitme ise ilmin şartı ve üstünlüğünü açıkça
ortaya koyar.

Necip TAYLAN


Konular