Şamil | Kategoriler | Konular

Rızık

RIZIK

Faydalanılması için verilen bağış,
nasib, gıda, yiyecek ve mutlaka kendisiyle faydalanılan
şey. Allah Teâlâ'nın canlılara yiyip içerek yaşaması
için lutfettiği şeylerdir, Rızık; rezaka fiilinden türemiş
bir isimdir. Çoğulu erzâk gelir. Rızka sebeb olmasından
dolayı yağmura da rızık denilir: "Gecenin ve gündüzün
değişmesinde (birbirini takib etmesinde) Allah'ın gökten
indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve bununla
ölümünden soma yeri diriltmesinde ve rüzgarları evirip
çevirmesinde aklını kullanan topluluklar için pek çok
âyetler vardır" (el-Casiye, 45/5). Ezd lügatında
rızık, nimete şükretmek anlamına da gelir.

Bazı âlimler, rızık, insan ve
diğer bütün canlıların sadece beslenip
yaşamaları için yedikleri ve içtikleri yiyecek ve içecekler
yani besinlerdir derler. Bazı Eş'ari âlimleri, tarifini geniş
tutarak rızkı şöyle tanımlamışlardır.
Rızık, Allah Teâlâ'nın bütün canlılara, yiyip içerek
gıdalanmaları ve faydalanmaları için lütfettiği
şeylerdir. Bu tarife göre rızkın içerisine, yiyecek ve
içecek ve insan hayatını sıcak ve soğuktan korumaya
yarayan elbise ve mesken gibi şeyler girer.

Rızık yalnız Yüce Allah'a isnad edilir.
Rızk veren ancak Allah Teâlâ'dır.

Herkes, kendisi için takdir edilen rızkını
yer, bir kimse başkasının rızkını yiyemez.
Kimse kendisi için takdir edilen rızkını yemeden ölmez.

"Kendilerine rızktan başkalarına
infak (sarf) ederler" (el-Bakara, 2/3) âyetindeki "bir kimsenin
rızkını başkasına vermesine" rızık
denilmesi mecaz yoluyladır. Çünkü yapılan infak,
başkalarının rızıklanmalarına, infak edenin
de ecir ve sevaplarla rızıklanmasına sebep oluyor. Bu
âyette, rızkın sebebi olan infak zikrediliyor ve infakın
sebeb olduğu müsebbeb kasdediliyor. Allah'ın ilminde bir
insanın ömrü boyunca yiyeceği rızıklar bellidir. Bir
insan, dağlar kadar mal ve yiyecek kazansa, onun ömrü boyunca
bundan yiyeceği ve midesinin alacağı ve hazmedeceği
miktar muayyendir. Kazandığı mal ve yiyeceklerin hepsini
midesine doldurma gücü ve imkânı da yoktur. Bu sebeple bir mü'min
kazandıklarından ihtiyaç fazlasını ihtiyaç
sahiplerine vererek manevi rızık (ahirete azık) kazanmaya
çalışması güzel bir davranıştır.

Rızıklarını elde etmede
insanların çalışkanlık larının rolü vardır.

Haram olan şeyleri ve helâl olmayan yollardan
temiz yiyecekleri elde edenler, kendileri için haram olan rızkı
elde etmiş ve yemiş olurlar. İnsanların haram olan
yollarla rızıklarını elde etmelerine Allah Teâlâ'nın
rızası yoktur. Haram lokmada, hiç bir hayır yoktur. Onun için
mü'minler, haram olan yollardan rızıklarını
kazanmaktan sakınırlar.

Haram olan rızıklar da yaratılma
bakımından Allah'a isnad edilir, elde etme açısından
kullara nisbet edilir. Mu'tezileye göre haram olan yiyecekler Allah'a
nisbet edilemeyeceği için rızık değildir. Bu
bakımdan Mu'tezile, rızkı; "faydalanmaktan
alıkonulmayan şeydir" diye tarif etmişlerdir.
Onların yanlış olan bu görüşlerine uyulacak olsa
hayatı boyunca haramla beslenen bir kimse rızıksız
yaşamış olur. Halbuki yeryüzünde bulunan her insan ve
canlının rızkının Allah tarafından
verildiği "Yer yüzünde yürüyen her canlının
rızkını vermek Allaha aiddir" (Hûd,11/6) âyeti de
bunu açıklar.

Canlılar; rızıklarını Allah Teâlâ'nın
yarattığı bitki ve hayvanlardan elde ederler. Bunları
da Allah Teâlâ, bitki ve hayvanların tohum hücrelerine koyduğu
gen (DNA Deoksiribonükleik asit) planlarına göre yaratır.
Bitkilerin yapılarıyla ilgili planlarındaki bilgi, her
sayfasında 1000 kelime bulunan 50000 sayfalık kitabtan
fazladır. Her bir hayvanın DNA (yaratılış
planın)daki bilgi ise, yekûnu 500 000 (beşyüzbin) sayfayı
tutan kitabların verdiği bilgiden fazladır. Bitki ve
hayvanlar; planlarına göre, oksijen, hidrojen, karbon, azot, fosfor,
kükürt, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementlerden teşekkül
ettirilen protein, karbonhidrat ve lipid (yağ) moleküllerinden yaratılmıştır.
Bu dev moleküllerin son derece nizamlı bir şekilde düzenlenmesiyle
hücreler ve dokular yaratılmıştır.
Zamanımızda canlıların hangi elementlerden teşekkül
ettiği bilindiği halde ve kimya ilminin de son derece
ilerlemesine rağmen yapılan deney ve gözlemler; et, süt,
bitki, hatta bir buğdayın toplu iğnesi ucu kadar bir
kabuğu gibi, bir canlının beslenmesini sağlayacak ve
yaşamasına sebeb olacak bir rızkın elementlerinden
kimyasal yollarla sentezlenemediğini göstermektedir. Sakkarin gibi
bazı tatlandırıcılar kimyasal işlemlerle
sentezlenmiştir, ama bu bir gıda değildir. Kalorisi olan ve
beslemeye yarayan bir şeker de değildir. Sadece tatlı
olmaktan başka bir özelliği olmayan bir bileşiktir. O
halde; cansız, şuursuz ve bilgisiz maddelerin aralarında
ittifak edip tabiata konulmuş kimya kanunlarını kullanarak
bir rızkı sentezlemelerine imkân yoktur. Rızkı
kendilerine verdiği can yoluyla bitki ve hayvanlarda yaratan
yalnız Allah Teâlâ'dır. "Onlar (materyalistler)
Allah'ı bırakıp da kendileri için yerden ve göklerden
hiç bir rızka malik olmayan ve buna (rızık vermeye) güç
yetiremeyen maddelere taparlar. O halde (rızkı veren Allah
olduğuna göre) Allah'a eş ve benzer isnad etmeyiniz. Allah
bilir, siz bilemezsiniz" (en-Nahl, 16/73-74).

Rızıkların önemlisi bitki ve
hayvanlardaki proteindir. Proteinler bitki ve hayvan hücrelerinde
birbirlerinden farklıdırlar. Proteinler, DNA larındaki
planlarına göre 25 çeşidi bulunan yüzlerce aminoasit
moleküllerinin çok düzgün ve kendilerine mahsus terkibleriyle oluşur.
Çeşitli olan aminoasitler, amino grubu (-NH2) ve karboksil grubu
(-COOH) denilen noktalarından -ki bunlara peptid bağı da
denilir- birleşerek orta ve büyük protein moleküllerini oluştururlar.
Bir hayvan hücresinde genetik bilgilerine (DNA sına) göre binlerce
protein sentezlenir. Bir büyük proteinin atom adedi milyonlara varır.

"Rızkınıza şükr edeceğinize,
siz her halde (O'nu) yalanlamaya mı
kalkıştınız" (el-Vâkıa, 56/82). "O
(Allah) eğer rızkınızı tutup kesiverse size
şu rızık verebilecek olanlar kim ?... " (el-Mülk,
67/21).

Her insanın, kâfir de olsa müşrik de olsa
rızkı Allah'a aittir. Allah bütün canlılara yetecek
miktarda rızık yaratır. Ama bazan yeryüzündeki zalim ve
zorbalar mustaz'af insanların rızıklarını
gasbetmeye yeltenirler. Onların da cezası Allah'a aittir.

Muhiddin BAĞÇECİ


Konular