Şamil | Kategoriler | Konular

Rezzak

REZZAK

Çok rızık veren ve yeteri kadar
rızıklandıran yiyecek ve içecek verdi, rızıklandırdı
anlamına gelen re. ze. ka fiilinden türemiş mübalağa ile
ism-i fail. Rezzâk, Allah Tealâ'nın Kur'an-ı Kerim ve
hadislerde zikredilen el-esmaül-hüsnâ (güzel isimleri) sındandır.:
"Muhakkak Allah rezzak (asıl rızık veren) dır. O
pek çetin kuvvet sahibidir" (ez-Zâriyât 51 /58). Hadislerde
zikredilen Allah'ın 99 güzel isimleri içerisinde de geçer
(Tirmizi, Daavât, 83; Hâkim en-Nisâburî, Müstedrek, I, 16-17).

Beslenerek yaşamaları için bütün canlıların
rızıklarını veren yalnız Allah Tealâ'dır.
O'ndan başka rızık veren yoktur. Şu âyetler rızkı
verenin ancak Allah Tealâ olduğunu bildirir:

"Yeryüzünde bulunan bütün canlıların
rızıkları ancak Allah'a aittir" (Hûd 11/6);
"Nice canlı mahlûk vardır ki rızkını
kendisi taşımıyor. Ona da size de rızkı Allah
veriyor" (el-Ankebut 29/60); "Yerde ve gökte Allah'tan başka
sizi rızıklandıran bir yaratıcı var
mıdır?" (Fâtır 35/3).

Gerçekte rızkı yaratan ve
rızıkların hepsini kullarına ihsan eden Allah
olduğu halde Kur'an'da Allah rızık verenlerin en
hayırlısıdır" (el-Cum'a 62/11) buyurularak,
bazı kimselere; fakirlere yiyecek ve yiyecek alacakları
parayı vererek onların rızıklanmalarına sebeb
oldukları için mecazen razık denilmiştir. Yüce Allah'ın
hayrü'r-razıkîn (rızık verenlerin en
hayırlısı) olması da şu anlamda
kullanılmıştır: Rızık, Allah'tan istenmeli.
O nasib etmeyince, sebeblerin hiçbir faydası olmaz. Ticâret ve en
ileri seviyedeki teknik sebebler gibi esbabın ötesinde Yüce Allah'ın
öyle rızık kapıları vardır ki bunlar
kapanınca, bütün sebeplerin tesirleri de kapanır. Ancak o
hakiki müessir ve rezzâktır. Ondan başka râzık yoktur.

Allah'a tevekkül edip O'ndan istemekle beraber, O'nun
takdir ettiği rızkı elde etmek için bunu aramak, çalışmak
ve yeryüzünde dolaşmak lâzımdır. Çünkü Allah
"Onda (arzda) bereketler yarattı. Onda (arzda) arayanlar için
dört günde müsavi gıdalar takdir etti" (Fussılet 41/10).
"O, (Allah) yeri size müsahhar kıldı (boyun eğdirdi).
O halde onun omuzlarında (köşe ve bucağında) yürüyün,
Allah'ın rızkından yiyin..." (el-Mülk, 67/ 15). Yani
Allah'ın o tükenmez nimetlerini arayın, çalışın
ve didinin demektir.

Rızık vermek, diğer fiilleri gibi
Allah'ın tekvin sıfatına bağlıdır. Tekvin
sıfatı taalluk ettiği müteallakına (yaratılan
fiile) göre isim alır. Tekvin sıfatının rızk
vermeye taalluk etmesine Terzik denilir. Rızkı yaratıp
ihsan eden olduğu için Allah'ın râzık ve Rezzâk ism-i
şerifi vardır.

İnsanlar dahil bütün canlı bedenlerinin
rızıkları yiyecek ve içeceklerdir. Bunlar da Yüce Allah'ın
yarattığı bitki ve hayvanlardan te'min edilir. İnsan
ve cin ruhlarının rızkları da saadete eriştiren
bilgilerdir. Bu manevi rızıkların en şereflisi ve
temeli de ma'rifetullah yani Allah'ı bilmektir. Bundan sonra
diğer iman esaslarına dair bilgiler, Allah'a ibadet,
kullarının haklarına riayet ve güzel ahlâkı
tanıma bilgileri gelir. Bütün bunların semeresi ebedî hayat
saadetidir.

Bedenlerin rızkı olan zahirî rızkın
semeresi, bedenlerin kuvvetlenmesi ve ölüm zamanına kadar
yaşamanın sağlamasıdır. Kulun
rızkının genişliğinin sebeblerinden birisi de, günahlardan
kaçınmak ve namazı kılmaktır. Çünkü Yüce Allah
şöyle buyurur:

"Kim Allah'tan korkar ve günahlardan kaçınırsa,
onun için bir çıkış yeri kılar ve onu
ummadığı yerden rızıklandırır..."
(et-Talâk, 65/2-3). Âilene namaz kılmakla emret ve kendin de ona
sebât ile devam eyle. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni Biz
rızıklandırırız. Güzel akıbet takvâ erbabınındır"
(Tâhâ, 20/132).

Eğer Allah rızkı kulları için
bolca yaysaydı, yeryüzünde taşkınlık yapar ve
azarlardı. Fakat dilediği kadar bir ölçüyle indirir" (eş-Şura,
42/27). Allah kullarından dilediği kimsenin
rızkını genişletir ve dilediğine de kısar.
Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir"
(el-Ankebut, 29/82). Âllah, rızıkta, kiminizi diğer bir
kısmınıza üstün kıldı" (en-Nahl, 16/71).
Rızıklanmadaki üstünlükte çalışma, sa'y ve
gayretjn rolü pek büyüktür.

Rezzâk ism-i şerifinden kulun alacağı
hazz ve nasib başlıca üçtür:

1- Kulun, her istediğini taleb etmede, helâl olan
yollardan esbabına tevessül ettikten sonra, Rabbine müracaat etmesi
lâzımdır. Hz. Musâ "Rabbim, kendini bana göster, sana
bakayım" (el-A'râf 7/143) diyerek manevî makamların en büyüğünü
Rabbinden istediği gibi, acıktığında bedeninin
ihtiyacı olan rızkı da Rabbim, bana hayırdan (mal ve
rızıktan) hangi şeyi indirirsen, gerçekten ben ona muhtacım"
(el-Kasas, 28/24) diyerek Allah'tan taleb etmiştir.

2- Sebeplerine yapıştıktan sonra,
rızkları taksim eden Allah'ın (Kassâm'ın) taksimine
razı olup kanaat etmek ve O'na şükür ve hamd etmek lâzımdır.
"O halde bütün rızkı Allah katında arayın. O'na
kulluk edin ve Ona şükredin" (el-Ankebut, 29/17).

3- Allah'ın rızık hazinesinden kendisine
verdiğini, emrettiği şu şekilde Allah yolunda infak
etmek lâzımdır:

"Onlar ki infâk ettikleri vakit ne israf ederler,
ne de cimrilik yaparlar. Allah yolunda infakları ikisi arasında
ortalama olur" (el-Furkan, 25/67).

Muhiddin BAĞÇECİ


Konular