Şamil | Kategoriler | Konular

Kavli sünnet

KAVLÎ SÜNNET

Peygamber (s.a.s)'in sözlü sünneti. Peygamber (s.a.s)'in
günlük yaşayışı sünnetin tümünü kapsamaktadır.
Zira sünnet kelimesi "övülmüş veya kınanmış
yol" anlamındadır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şöyle
buyurulmuştur: "Kendilerine hidayet geldiğinde
insanları inanmaktan ve Rablerinden mağfiret dilemekten
alıkoyan, sadece öncekilerin sünnetinin (gidişatının)
kendilerine gelmesini beklemelidir" (el-Kehf, 18/55). Hz. Peygamber sünnet
kelimesini lugat anlamı olan, yol manasında
kullanmıştır: "Kim iyi bir sünnet (yon edinirse, onun
ve onunla amel edeceklerin sevabı o kimseye aittir..."(Müslim,
İlim, 15; Zekât, 69).

Hadisçiler sünneti; Hz. Peygamber'in söz, fiil ve
takrirleri şeklinde tarif etmişlerdir. Keza onun ahlâk sıfatları,
sîreti ve yaşayışı sünnettir. Rasûlüllah'ın
yaşayışı, fiilî sünnet olarak müteala edilirse,
sünneti üç kısına ayırmak mümkün olur.

Birinci kısım; Kavlî sünnet yani Hz.
Peygamber'in sözleri. İkinci kısım: Fiilî sünnet; Hz.
Peygamber'in davranışları ve tavırları.
Üçüncü kısım: Takrirî sünnet; Hz. Peygamber'in haberdar
olduğu söz ve hadiseler karşısında susması veya
ikrarı. Buna göre kavlî sünnet. Hz. Peygamber'in çeşitli
vesilelerle söylemiş olduğu mübarek sözlerdir. Bu anlamıyla
hadis ve sünnet eşanlamlıdır. Fıkıh usûlü
âlimlerinin ıstılahında kavlî sünnet; Hz. Peygamber'in
sadece hüküm bildiren sözleridir. Şer'î bir hüküm kaynağı
olmayan ve muhtelif konularda malumat veren diğer sözleri ise yalnızca
hadis olarak mütalaa edilmektedir (bk. Muhammed Accâc el-Hatib,
es-Sünne, Kahire 1383, s. 16).

Hadislerin bütünü içerisinde büyük bir yekûn
tutan kavlî sünnet, özel çalışmalara da konu olmuştur.
Celâleddin es-Suyûtî (ö. 911/1505), el-Câmiu's-Sağû min
Ehadisi'l-Beşîr Ve'n-Nezû isimli eserinde kavlî sünnetleri toplamıştır.
Fiilî sünnetleri eserin son kısmında "kâne" ile almıştır.
Bunlar Hz. Peygamber'in şemâiline, sîretine ve ahlâkına dair
olan hadislerdir.

Hukukî açıdan da kavlî sünnetin önemi
büyüktür. Çünkü fiilî sünnetin Hz. Peygamber'e ait özel bir hal
olma ihtimali vardır. Takriri sünnette de bir şahsa ve olaya
ait özel bir hüküm veya izin olma ihtimali mevcuttur. Halbuki kavlî
sünnetin delâleti lafziyesi daha net daha belirgindir. Bu açıdan
şer'î hükümlerin istinbatında kavlî sünnet, daha
kuvvetlidir (bk. Tehânevî, Keşşâf, I, 706).

Hz. Peygamber (s.a.s)'in kavlî sünnetlerine bir
örnek: Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Köleleriniz
ve hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir. Allah Teâlâ onları
sizin idarenize ve emrinize vermiştir. Kimin idaresi altında
kardeşi olursa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden
giydirsin..." (Buhârî, İmân, 22; Edeb, 44; Müslim, İmân,
38, 40).

Nuri TOPALOĞLU


Konular