Şamil | Kategoriler | Konular

ıstıla

İSTİLÂ

İslâm Devlet başkanlığı (halifelik)
makamını ele geçirme veya sahipsiz menkul veya gayrimenkulü
mülk edinme yollarından birisi.

Sözlükte; cebir ve kuvvet kullanma demek olan
istilâ'nın İslâm hukukundaki terim anlamlarından birisi;
halifenin vefatı üzerine, istihlâf veya bey'at bulunmaksızın,
hilâfet şartlarını taşıyan bir kişinin çıkıp
cebir ve kuvvet yoluyla hilâfet makamını ele geçirmesi
şeklidir. İstilâ yolu ile bu makama gelen kişinin ehil
olması ve halkı iknâ ederken meşru olmayan hareket ve
davranışlarda bulunmaması gerekir. Bu şartlarla hilâfeti
ele geçirmek, ruhsat kabilinden olarak meşru görülmüş ve
anarşi, iç savaş vb. fitneye tercih edilmiştir. Ancak
istilâ yoluyla halifelik, asıl yollardan biri olarak kabul
edilmemiştir. Zira halife olacak kişinin ehil
olmasının yanında, halkın da serbest iradeleri ve
rızalarıyla bey'at etmeleri gerekmektedir. Bu durumda halife seçiminde
meşru usûl seçim ve bey'attir (ayrıca bk. Hilâfet).

Tarihte bu yolla hilafeti ele geçirerek, devlet
idaresini yüklenenler, fitneyi önlemek konusunda başarılı
olamamışlar, iç savaş ve karışıklıklar
daha da yaygın hale gelmiş, hilafetin diğer
kurumlarında da tahrif'in artmasına sebep olmuştur.
İslam Tarihi bütün safhalarıyla incelendiğinde, devlet
yapısını giderek işlemez hale getiren sebeplerin
başında, hilafet makamının sünnete uygun olarak
uygulanmayışı gelir.

Sahipsiz bir malı istilâ eden, onu ilk işgal
eden kimse ona mâlik olur. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:"Henüz
başkasının eline geçmemiş bulunan bir şeyi, kim
ilk önce ele geçirirse, o şey o kimsenin olur" (Ebu Dâvud,
İmâre, 36). Gayrimenkullerde işgal yanında ihyâ unsurunun
bulunması da gerekir (Ayrıca bk. İhrâz).

Şâmil İA


Konular