Şamil | Kategoriler | Konular
ıktıdar
İKTİDAR
Gücü yetme, güçlü olma, bir şeyi yapabilme
hali. İktidarsızlık; güçsüzlük, acizlik, beceriksizlik
demektir. Kudret de bu anlamdadır. Ancak aralarında
kullanılış bakımından bir fark vardır.
Şahıslar hakkında her ikisi de kullanılabilir. Meselâ
"insanın kudreti", "insanın iktidarı
dahilindedir" denebilir. Fakat "iktidâr-i ilâhî"
denilmez, "kudret-i İlâhiyye" denilmelidir.
İktidar, günümüzde ülke yönetimini elinde
bulundurma anlamında kullanılmaktadır (bk. Hilâfet mad.).
İktidar, terim olarak, İslâm hukukunun
nikâh bölümünde geçer. Erkeğin eşi ile cinsi ilişki
kurabilme gücüne sahip olmasına iktidar, bundan yoksun
olmasına da iktidarsızlık denir. Erkeklik uzvu olduğu
halde hanımıyla cinsi ilişki kuramayan kimseye "İnnîn"
denir (bk. İktidarsızlık mad.). Bazen de erkeklik
organı kesilmiş olduğu için ilişki kurulamayabilir.
Bunlar evlilik hayatında erkekler için bir eksikliktir. Kocasının
bu durumunun farkına varan kadın, İslâm hukukuna göre
mahkemeye başvurarak hâkimin hükmüyle ondan ayrılabilir.
Ancak hâkim, aralarında ayrılığa hükmetmeden önce
kocaya karısının iddialarının doğru olup
olmadığını sorar. Koca doğrularsa duruşma
tarihinden itibaren ona bir yıl süre verir. Böylece dört mevsim
üzerinden geçmiş olur. Bu süre içinde iyileşme olur ve bir
defa da olsa cinsel ilişkide bulunursa dava düşer.
İlişkide bulunamadığı sabit olursa hakim
aralarını ayırır. Bu ayırma bir bâin talak sayılır.
Kadın tam mehrini alır ve iddet bekler.
Kendisinde cinsi ilişki kurmaya engel bir hâl
olan veya kocasının durumunu evlenmeden önce bilen ya da
evlendikten sonra buna razı olan kadının ayrılmak için
dava açma hakkı bulunmaz (Molla Hüsrev, ed-Dürerü'l Hukkâm fî-Şerhi
Gureri'l-Ahkâm, eş-Şürünbülâlî Hâşiyesi ile bir
arada, İstanbul 1965, I, 399, 400; el-Fetâvâ'l Hindiyye, Beyrut
1400/1980, I, 522-526; Mehmed Zihnî, Münâkehât ve Mufârekât,
İstanbul 1324, s. 227-230).