Şamil | Kategoriler | Konular

Hafı

HAFİ

Gizli, saklı şey. Kendisinde değil de
tatbik sahasında kapalılık bulunan ve bu
kapalılığı ictihadla giderebilen lafız
anlamında bir fıkıh usulü ıstılahı.

Buna göre hafi, kendisi açık ve
anlaşılır bir kelimedir. Ancak bu kelimeyi uygulamaya
koyduğumuzda başka şeyler buna dahil ölur mu olmaz mı
konusunda kapalılıkla karşılaşırız. Bu
yönüyle hafi yine kapalı lafızlardan olan müşkil'den
ayrılır. Çünkü müşkilde kapalılık lafzın
kendisindedir. Ancak gerek hafi de ve gerekse müşkildeki
kapalılık, ictihadla açığa kavuşturulabiliyor.
Kapalılığın giderilmesi için başka nasslara
ihtiyaç kalmıyor. Hafi ve müşkilin ortak yönü de budur. Bu
yönüyle hafi ve müşkil, yine kapalı birer lafız olan mücmel
ve müteşâbihten ayrılır. Çünkü bu son ikisinde kapalılık
ancak nass ile giderilebilir. Böylece hafi için iki önemli nokta ortaya
çıkıyor: Lafzın tatbik sahasında kapalılık
ve bu kapalılığın giderilmesi için ictihadın
yeterli olması.

"Erkek hırsız ve kadın
hırsızın, yaptıklarına karşılık
Allah'tan bir azab olarak ellerini kesin..."(el-Mâide, 5/38)
âyetinde geçen hırsız (sânık) kelimesinde bir
kapalılık yoktur. Kolayca anlaşılabilmektedir. Fakat
uygulamaya konulduğunda bazı başka şeylerin buna dahil
olup olmadığı konusunda kapalılık ortaya çıkar:
Hırsızlık hükmü yankesici (tarrâr) veya kefen soyucu (nebbâş)
hakkında uygulanabilir mi? Kefen soyucu veya yankesiciyi de "hırsız"
kelimesi kapsamına girer mi? İşte bu konuda ilim
adamları ictihadlarda bulunmuş ve nisbeten farklı sonuçlara
varmışlardır.

Yankesici ittifakla hırsız kabul
edilmiştir. Kefen soyucu ise İmam Ebû Hanife ve İmam
Muhammed tarafından hırsız kabul edilmemiş ve onlar,
kefen soyucuya hırsızlık cezasını veremeyiz
demişlerdir. Onlar bu neticeye varırken, kefen soyuculuğun,
hırsızlık şartlarını
taşımadığından hareket etmişlerdir. Fakat
başta İmam Ebû Yusuf olmak üzere diğer mezheb
imamları kefen soyucuyu hırsız kabul etmişlerdir.

Sözkonusu örnekte görüldüğü gibi "hırsız"
(sârık) kelimesinde bir kapalılık yok ama kapsamında
kapalılık vardır. Bu kapalılık da ictihadla açıklığa
kavuşturulmuştur. Hafi ve müşkil'de kapalılık,
nassa ihtiyaç duyurmayacak kadar azdır.

Orhan Çeker


Konular