Şamil | Kategoriler | Konular

Gümüs yüzük

GÜMÜŞ YÜZÜK

Erkeklerin gümüş yüzük takınması icmâ
ile caizdir. Abdullah İbn Ömer der ki: Resulullah (s.a.s.) gümüşten
bir yüzük edindi. Bu yüzük onun elinde idi. Sonra Ebû Bekir'in, ondan
sonra Ömer'in ve ondan sonra Osman'ın elinde bulundu. Nihayet Hz.
Osman zamanında Eris kuyusuna düştü. Üzerinde
Muhammedûrresulullah yazılı idi (Müslim, Libâs, 54).

Yine İbn Ömer (r.a.) şöyle der: Peygamber (s.a.s.)
attın bir yüzük edindi. Sonra onu bıraktı. Bilahere gümüşten
bir yüzük edindi ve onun üzerine "Muhammedûrresulullah" nakşettirdi
ve "Benim bu yüzüğümün nakşı üzerine kimse nakış
yapmasın" buyurdular. Onu taktığı vakit,
taşını avucunun içine çevirirdi. Muaykib (r.a.)'den
rivayet edilen hadise göre Eris kuyusuna düşen yüzük odur (Müslim,
Libâs, 55).

Peygamber efendimiz, gümüş yüzüğü aynı
zamanda mühür olarak kullanmıştır. Enes b. Mâlik şöyle
der: Hz. Peygamber (s.a.s.), Kisra (Fars İmparatoru), Kayser (Rum
İmparatoru) ve Necâşî (Habeşistan Kralı)'na,
onları imana davet için mektup yazmak istedi. Kendisine, "Onlar
mühürsüz mektup kabul etmezler" denilince gümüşten halka
bir yüzük yaptırdı ve üzerine "Muhammedûrresulullah"
cümlesini nakşettirdi (Müslim, Libâs, 58).

Ulemâ, Resulullah (s.a.s.)'in yüzük taşının
akik veya göz boncuğundan olduğunu söylemişlerdir (Bunların
ikisi de Habeşistan ve Yemen'den çıkarılır). Bazen de
kara taşlı bir yüzük taşımıştır.
Ayrıca Peygamber Efendimiz yüzüğünü bazen sağ bazan da
sol elinin küçük parmağına takıyor ve
taşını avuç tarafına çeviriyordu. Enes b. Mâlik (r.a.)
şöyle der: Resulullah (s.a.s.) sağ eline gümüş yüzük
taktı. Yüzükte Habeşistan'dan gelmiş bir taş
vardı. Yüzüğün taşını avuç içine çevirirdi
(Müslim, Libas, 62). Başka bir riveyette de sol elinin küçük
parmağına işaret ederek "Peygamber (s.a.s:)'in yüzüğü
şunda idi" diyor (Müslim, Libâs, 63).

Hz. Peygamber, yüzüğün orta parmakla ondan
sonra gelen parmağa takılmasını yasak etmiştir.
Hz. Ali (r.a.), orta parmağıyla ondan sonra gelen parmağa
işaret ederek "Resulullah (s.a.s.) beni şu veya bu
parmağıma yüzük takmaktan alıkoydu"

Hattabî, gümüş yüzük takmanın erkeklere
ait bir prensip olduğunu dolayısıyla bana takmanın
kadınlar için mekruh olduğunu söylemişse de, Nevevî bunu
kabul etmemiş ve "Hattâbî'nin söylediği zayıf veya
bâtıldır, aslı yoktur, doğrusu kadının gümüş
yüzük takmasında kerâhet olmamasıdır" demiştir
(Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, IX, 457)

Bu konuda fıkıh kitaplarındaki açıklama
genellikle şöyledir: Kadın ve erkeklerin gümüş yüzük
takmaları caizdir. Kadı, Sultan ve benzeri, yüzük kullanmaya
ihtiyacı olanlar için sünnettir (Eskiden yüzüğü mühür
olarak kullanıyorlardı). İhtiyacı olmayanların
takmaması daha faziletlidir. Sünnet olan, yüzüğün ağırlığının
bir miskal veya daha az olması ve erkek için taşını
avucun içine çevirmesidir. Kadınlar ise böyle yapmazlar. Çünkü
yüzük onlar için zinet (süs)tür; erkekler içinse süs değildir.
Yüzüğün taşını akik ve yakut gibi kıymetli
taşlardan yapmak ve üzerine kendi ismini veya Allah'ın ismini
yazmak caizdir. Ancak Allah'ın ismi yazıldığı
takdirde helaya giderken yüzüğün ya çıkarılması
veya sağ ele takılması gerekir (bk. Abdullah b. Mahmud,
el-İhtiyâr, IV,159; bk. Davudoğlu, a.g.e., IX, 457, Aynî'den
naklen).

Hulefâ-i Râşidînin de gümüş yüzükleri
vardı ve üzerindeki yazılar şöyle idi: Hz. Ebu Bekir:
Allah ne iyi kudret sahibidir; Hz: Ömer: Vaiz (nasihatçı) olarak
ölüm yeter; Hz. Osman: Ya belâ ve musîbete sabredeceksin veya pişman
olacaksın; Hz. Ali:

Mülk Allah'a aittir.

İmam Ebû Hanife'nin yüzüğünde ise: Ya
hayrı (iyiyi) konuş veya sus; İmam Ebû Yusuf'unkinde:
Kendi hissiyle hareket eden pişmanlık duyar; İmam
Muhammed'inkinde: Sabreden başarıya ulaşır; Sabreden
derviş muradına ermiş ibareleri yazılıydı (bk.
Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, IV,288).

Abdulkerim ÜNALAN


Konular