Şamil | Kategoriler | Konular

Cuveyrıye bıntü'l-harıs

CÛVEYRİYE BİNTÜ'L-HÂRİS

Hz. Peygamber'in zevcesi ve müminlerin annesi.

Hz. Cüveyriye, Mustalikoğulları kabilesinin
başkanı Hâris b. Ebî Dırar'ın kızıdır.
Aynı kabileden Safvân oğlu Musâfi'den dul kalmıştı.
Mustalikoğulları, Hicret'in altıncı yılında
Medîne'ye saldırı için hazırlık yapmaya
başladılar. Durumu öğrenen Hz. Peygamber (s.a.s.), yediyüz
kişilik bir askerî kuvvetle, onlardan önce davranarak Müreysi'
suyu başında saldırdı. On kişi öldürüldü.
Müslümanlar bu gazvede bir şehit vermişti.
Mustalikoğulları'nın bütün erkekleri, kadınları
ve çocukları esir alındı. Deve, sığır ve
davarlarına da ganimet olarak el konuldu. Esirler arasında
bulunan, kabile başkanı Hâris'in kızı Cüveyriye
için, dokuz okıyye altın, kurtuluş fidyesi olarak tespit
edilmişti. Cüveyriye yirmi yaşlarında bir
kadındı. Kurtuluş fidyesini temin edemeyince Hz.
Peygamber'den yardım istedi.

Hz. Âişe bu olayı şöyle rivayet eder:

"Mustalikoğulları kabilesinin
kadınları esir düştüklerinde ganimet olarak gaziler arasında
paylaşıldı. Önce beytülmâle beşte bir
ayrıldı. Sonra her atlıya iki pay, her yaya savaşçıya
ise birer pay verildi. Hâris'in kızı Cüveyriye, Kays oğlu
Sâbit'e düşmüştü. Cüveyriye Rasûlullah (s.a.s.)'a geldi;
dedi ki: Ey Allah'ın Peygamberi, ben Hâris'in kızı Cüveyriye'yim.
Babam Benî Müstalik kabilesinin başkanıdır. Benim
başıma gelen felâketi biliyorsun. Sâbit beni dokuz okiyye
kurtuluş fidyesi ile serbest bırakacak. Beni kurtar". Rasûlullah
cevap olarak buyurdular ki: "Ondan daha hayırlı bir
teklifim var, kabul eder misin? Teklifiniz nedir ya Rasûlallah? "Hem
o parayı verip seni azat edeceğim, hem de seninle evlenmek
istiyorum." Cüveyriye: "Memnuniyetle kabul ederim" dedi.
Rasûlullah (s.a.s.) da:

"Ben de kabul ettim. " buyurdular. (Ahmed b.
Hanbel, Müsned VI, 277; Ebû Dâvud, Sünen, IV, 22; İbn Hişâm,
Sîre, III, 307; İbn Sa'd, Tabakat, VIII,116,117). Bu haber hemen
etrafa yayıldı. Esirleri ellerinde tutan sahabîler; "Biz
Allah elçisinin sıhrî hısımlarını nasıl
esir olarak tutabiliriz!" diyerek, hepsini serbest
bıraktılar. Bu manzara karşısında Müstalikoğulları
İslâm'a girdiler. Bu yüzden Hz. Âişe O'nun hakkında;
"Ben kavmi için Cüveyriye'den daha hayırlı ve daha
bereketli bir kadın bilmiyorum" demiştir" (Ahmed b.
Hanbel, VI, 277; İbn Hişâm, Sîre, III, 307, 308; Hamdi
Döndüren, Delilleriyle İslâm Hukuku, İstanbul 1983, s. 238;
Mahmud es-Savvâf, Rasûlullah'ın Pak Zevceleri, Terceme, Ali Aslan,
Ankara (t.s), s. 68-71).

Hz. Peygamber Cüveyriye'yi babasına teslim edip;
ondan istedi. Cüveyriye müslüman olmuştu. Rasûlullah (s.a.s.)
kendisine mehir olarak dört yüz dirhem gümüş verdi ve O'nunla
evlendi (M. Âsım Köksal, İslâm Tarihi, XII, 55, 56). Daha
önceki adı "Berre" iken, Hz. Peygamber tarafından,
kadıncık, kızcağız anlamında "Cüveyriye"
ismi verildi. Hz. Cüveyriye çok oruç tutar ve çok namaz kılardı.
Hayır severdi. Kendisi aç durur, yoksulları doyururdu. Bir gün
Allah Rasûlü Cüveyriye'yi sabah namazını kıldıktan
sonra, kuşluk vaktine kadar dua ve zikirle uzunca zaman meşgul
olurken görmüş ve kendisine şöyle buyurmuştur: "Ben
senden sonra, üç kerre, dört kelime söyledim ki, bugün sabahtan beri
senin söylediklerinle tartılsa, onlardan daha ağır gelir.
Dikkat et, o kelimeleri sana da öğreteyim: Sübhânallâhi adede
halkıhî; (Allah'ı yaratıklarının
sayısınca tesbih ederim). Sübhânallâhi rıza nefsihî (Allah'ı
razı olacağı Şekilde tesbih ederim). Sübhânallâhi
zinete arşihi (Allah'ı Arşı'nın
ağırlığınca tesbih ederim. Sübhânallâhi
midâde kelimâtihi (Allah'ı kelimelerinin miktarınca tesbih
ederim). " (Ahmed b. Hanbel, VI, 430; Ebû Dâvud, II, 81; Tirmizî,
V, 556; İbn Sa'd, Tabakât, VIII, 119; Âsım Köksal, a.g.e.,
XII 57-58)

Hz. Cüveyriye'den altmışbeş hadis rivâyet
edilmiştir. Hicrî 56 tarihinde vefat etmiştir (Sahîh-i
Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, Ankara 1983, VII, 454).

Hamdi DÖNDÜREN


Konular