Şamil | Kategoriler | Konular

Bıd'i talak

BİD'Î TALÂK

Kadını hayız halinde iken veya
temizlenince birleştikten sonra yahut da bir temizlik içinde bir
sözle birden fazla talâkla boşama. Sünnet'e aykırı olan
bu tür boşamanın haram olduğu ve bunu yapan erkeğin
İslâmî hükümlere karşı gelmiş
sayılacağı husûsunda İslâm âlimleri arasında
ittifak vardır. Ancak İslâm hukukçuları böyle bir boşamanın
hukukî neticesi; yani boşamanın muteber olup
olmıyacağı hususunda şiddetli münakaşalara varan
görüş ayrılıklarına düşmüşlerdir.

İmam Ebû Hanife ve talebelerine göre talâk üç
şekilde gerçekleşir: Ahsen, Hasen, Bid'î. Bunlardan Ahsen (en
güzel) ve âile hakkında hayırlı ve elverişli olan
talâk, kişinin eşini üç tuhur halinde bir talâk ile boşayıp
iddeti bitinceye kadar bırakmasıdır. Hasen yani güzel
talâk da, kişinin karısını üç tuhur içinde üç
kere boşamasıdır ki, buna bid'î mukabili "sünnî"
denilir. Bid'î talâk da bir sözle üç talâk'ı birden tuhur
halinde vermek demektir.

Hayız hâlinde veya temizlendikten sonra
kendisiyle birleşme vâki olmuş kadını boşamak,
bazı İslâm hukukçularına göre iki durumda Kitâb ve
Sünnet'e aykırıdır. Dolayısıyla böyle bir
talâk geçerli değildir. Bunlar, Cenâb-ı Hakk'ın şu
buyruğunu gösterirler:

"Ey peygamber! kadınları boşamak
istediğiniz zaman iddetleri içinde boşayınız ve
iddeti hesaplayın. Rabbiniz olan Allah'tan korkunuz.. " (et-Talâk,
65/1).

"Boşama iki defadır. Bundan sonra
kadınlar ya iyilikle tutulur ya da güzellikle bırakılır...
(el-Bakara, 2/229).

Bunlardan başka İbn Ömer'in hayız
halindeki karısını boşaması üzerine Resulullah (s.a.s.)'in
ona hanımına dönmesini emretmesi ve İbn Ömer ile
Ebu'z-Zübeyr'den gelen rivayetlere göre Resulullah (s.a.s.) hayız
halindeki boşamaları geçerli saymadığına" dâir
hadisleri;

"Her kim sünnetimize uymayan bir iş
işlerse o merduttur, geçerli değildir." mealindeki sahih
hadisler bu tür talâk'ın İslâm'da muteber olmadığını
göstermektedir (Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, VI, 239).

Fakat bu görüş ve delillere rağmen dört
mezhep imamı da dahil olmak üzere Cumhur'a göre böyle bir boşama
bid'at ve haram olmakla beraber geçerli bir boşamadır. Erkek
talâk hakkını kullanmış olur ve kadın da
boş düşer (H. Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku,
İstanbul 1986, I, 306 vd.)

Bu tür talâkın geçerli olduğunu söyleyen
müçtehidlerin görüşleri ise şu delillere
dayandırılmaktadır:

İbn Ömer'le alâkalı hadiste
Resulullah'ın eşine dönmesini emretmesi bu boşamanın
bir talâk sayıldığına delâlet eder; çünkü talâk
olmadan ric'at da olmaz.

Ayrıca İbn Ömer'in böyle bir boşamanın
sadece bir talâk sayılacağını bildirmiş
olması (el-Buhârî, Talâk,1), bu talâk'ın geçerli olduğunu
göstermektedir derler.

Bu iki görüş İslâm hukuk tarihi boyunca
günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir.

Bir temizlik içinde veya bir mecliste üç kere boşama
durumuna gelince dört mezhep imamı da dahil olmak üzere Cumhur-u
Ulemâ ister bir defada, ister arka arkaya birkaç defada ifâde edilen
talâk'ın muteber olduğu görüşünü savunuyorlar. Meselâ
bir erkek hanımına "üç kere boşsun" veya "üç
talâk ile boşsun" dese karısını beynûnet-i
kübrâ ile boşamış olur. Aynı şekilde bir
temizlik içinde birden fazla zaman ve yerde birden fazla talâk ile boşama
da evlilik bağını sona erdirme bakımından
muteberdir. Böyle bir talâk şekline karşı iki ayrı görüş
ileri sürülmüştür:

Birincisi böyle bir boşama Kitâb ve Sünnet'e
uymayan yani bid'i talâk olduğundan muteber değildir,
kadını böyle bir talâk'la boşamak bir şey ifade
etmez.

İkinci görüş bir mecliste veya bir temizlik
müddeti içinde birden fazla boşamalar bir boşama (ric'i talâk)
sayılır. Bu görüşü savunanlar şu delilleri ileri sürerler:

-Cumhur'un delilleri bid'i talâk'ın vâki olacağına
ait olup yukarıda belirtilen delillerdir. Ayrıca şu
hususlarda ilâve edilebilir:

-Hanımının zina ettiğini gördüğü
halde bunu ispat edemediği için mülâane yoluna baş vuran
Uveymir, lânetleşmeden sonra karısını üç talâk ile
boşamıştır. Fakat burada boşanmanın mülâane
ile olabileceği unutulmamalıdır. Yani Uveymir'in bu
boşaması doğrudan doğruya üç talâk ile boşama
değildir.

-Üç talâk ile boşanmış
kadınların boşayan eşleri ile tekrar
evlenebilmelerinin mümkün olup olmadığı mevzuunda
Resulullah'tan sorulan suallerden Hz. Peygamber'in bu nevi
boşamaları sahih gördüğü anlaşılmaktadır.
(Buhârî Talâk, 3).

Muhalifler bu delillere de şu cevabı
vermişlerdir: Bu suallerde geçen üç talâk ile boşamanın
bir mecliste veya bir defada olduğu sâbit değildir. Çeşitli
zamanlarda ve sünnete uygun bir şekilde boşanmış ve
âdet üçe varınca Hz. Peygamber'e sorulmuş olabilir.

Böyle bir talâk'ı bir talâk kabul edenler ise
şu delilleri ileri sürerler:

"Boşama (talâk) iki keredir. Sonra ya
iyilikle geçinmek yahut güzellikle ayrılmak gerekir...
Allah'ın had'leri bunlardır; bunları açmayın.
Allah'ın koyduğu sınırları aşanlar
kendilerine zulmetmiş olurlar. (Bundan sonra koca)
karısını boşarsa, kadın başka bir koca ya
varmadan artık ona helâl olmaz. Şâyet bu (ikinci) koca onu boşar
ve onlar da Allah'ın koyduğu sınırları
koruyacaklarına kanaat getirirlerse birbirlerine dönmelerinde günah
yoktur" (el-Bakara, 2/229-230)

Bu ayetler boşama haklarının bir anda
kullanılmamasını, ayrı ayrı zamanlarda
kullanılıp arada düşünülmesini bundan sonraki hayat hakkında
iyi niyetle karar verebilmek için fırsat
bırakılmasını ortaya koymaktadır.

Şamil İA


Konular