Şamil | Kategoriler | Konular

Ayetü'l-kürsi

AYETÜ'L-KÜRSÎ

Bakara suresinin ikiyüzellibeşinci ayeti. Ayette
geçen kürsî tabirinden dolayı bu ismi almıştır.
Kur'an-ı Kerîm'in bütünü içinde ayrı bir fazîleti olan bu
ayet hakkında Resulullah'tan bazı hadisler nakledilmiştir.

Muhammed b. İsâ'dan nakledildiğine göre
İbnü'l-Aska' şöyle der:

"Adamın biri Hz. Peygamber'e gelip
Kur'an'ın en faziletli ayeti hangisidir?' diye sordu. Resulullah (s.a.s.)
şöyle buyurdu: Âllah'u Lâilâhe illâ huve'l-Hayyu'l-Kayyûm...
" (Müslim, Müsafirîn, 258; Ebû Dâvûd, el-Huruf ve'l-Kiraa, 35;
İbn Hanbel, V, 142). Başka bir hadiste de: "Kur'an'ın
en faziletli ayeti Bakara suresindeki Âyetü'l-Kürsi'dir. Bu ayet bir
evde okunduğu zaman Şeytan oradan uzaklaşır. " (Tirmizî,
Fedâilü'l-Kur'an, 2)

Resulullah (s.a.s.) bir defa Ka'b oğlu Ubey'e,
ezberinde olan ayetlerden hangisinin daha yüce olduğunu sormuş,
"Allah ve Resulu daha iyi bilir" cevabını alınca,
soruyu tekrar etmiş, bunun üzerine Ubey, bildiği en yüce
ayetin "Allahu lâ ilâhe illâhüve'l-Hayyu'l-Kayyûm" olduğunu
söylemiştir. Resulullah (s.a.s.) aldığı cevaptan
memnun olarak Ubey'in göğsüne vurarak Ey Ebû Münzir! İlim
sana kutlu olsun. " buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Vitir,17) Ayrıca
Hz. Peygamber (s.a.s.) "Âyetü'l-Kürsî Kur'ân âyetlerinin
şahıdır" buyurmuştur. (Tirmizî,
Fedâilü'l-Kur'an, 2)

Bu ayet-i kerîmede Cenâb-ı Allah'ın yüceliği,
sıfatları, kâinatta meydana gelen büyük olayların
tamamen onun iradesi doğrultusunda vukû bulduğu, onun
isteği ve izni olmadan hiç bir kimsenin başkasına
şefaat edemeyeceği, O'nun kürsüsü, göklerde ve yerdekilerin
ona ait olduğu hakkında bilgi verilmektedir. Meâli şöyledir:

Allah (İbadete en lâyık olandır), Ondan
başka ilâh yoktur. Diridir (ezeli ve ebedîdir), Kayyumdur (yaratıkların
bütün işlerini düzenleyicidir. Yaratmada, rızık vermede
mahlûkâtın yegane sahip ve hâkimi olup her şey onun sayesinde
ayakla durur) Onu ne bir uyuklama alır, ne de uyku. Göklerde ve
yerde ne varsa hepsi onundur. O'nun izni olmaksızın yanında
kim şefaat edebilir? O, (bütün yaratılmışların)
önlerindekini (dünyadaki bütün yaptıklarını, açıklaytp
gizlediklerini), arkalarındakini (Ahirette olacak Şeyi) bilir.
Onun ilminden, kendisinin dilediğinden başka hiçbir şeyi
kavrayamazlar. O'nun kürsüsü (ilmi) gökleri ve yeri kuşatmıştır.
Ve onların (göklerin ve yerin) korunması O'na ağır
gelmez. O, çok yüce çok büyüktür. "

Ahmed AĞIRAKÇA


Konular