Şamil | Kategoriler | Konular

Ashabu'l-uhdud

ASHÂBU'L-UHDÛD

İslâm'dan önce, Allah'a inananları,
ateşli hendeklere atarak cezalandıran kâfir bir topluluk.

Ashab-ı Uhdûd'un kimler olduğu ve ne zaman
nerede yaşadığı hakkında çok değişik
rivayetler ve her bir rivayetin uzunca birer hikâyesi vardır. Bu
rivayetlere göre olay; Yemen, Necrân, Irak, Şam, Habeş, Mecûsî
veya Yahûdî kralları tarafından meydana getirilmiştir. Bu
rivayetlerden herhangi birinin doğruluğu kesin değildir.
Zaten Kur'an da bu olayı; yer, zaman ve faillerini belirtmeden
zikretmektedir. Allah'a inanmayan kâfir bir beldenin kralı, Allah'a
inananları dinlerinden çevirmek, tekrar kendi sapık dinine döndürmek
için müminlere eziyet eder, uzunlamasına ve derin hendekler,
kanallar (Uhdûd) kazdırır. Bu hendeklerin içine büyük ateşler
yakılır. Allah'a inanmaktan başka hiçbir günahı
olmayan müminler hendeğin başına getirilir, Allah'a imanda
ısrar edenler ateşe atılır, küfre dönenler ateşten
kurtarılır. Bütün bu zor durumlarına rağmen müminler
imanından dönmez ve ateşe atılırdı. Müminleri
ateşe atan bu zalimler, hendeğin etrafına oturmuş
olarak yaptıkları bu zulmü zevkle seyrederlerdi. Fakat Cenâb-ı
Allah o kâfirleri, aynı ateşle veya başka bir yolla helak
etmiştir. Çeşitli rivayetlerin bildirdiğine göre,
binlerce mümin bu hendeklere atılmış, fakat Allahu Teâlâ
müminlerin ruhunu, ateşe düşmeden önce kabzetmek suretiyle
onları, ateşin azabından kurtarmıştır.

Bu hadisenin zamanı kesin olarak bilinmemekle
beraber, İslâm'a yakın bir zamanda, büyük bir ihtimalle de
Hz. İsa'dan sonra olmuş, Mekke müşrikleri ve müslümanlar
tarafından da bilinmekte idi. Bu hadiseyi Kur'an'da anlatmak
suretiyle Cenâb-ı Allah, Mekke'de çeşitli eza ve cefaya
uğrayan müslümanların mutlaka bundan
kurtulacaklarını ve müslümanlara eziyet eden Mekkeli müşriklerin,
Ashab-ı Uhdûd gibi cezalandırılacağını
dolaylı bir şekilde açıklamaktadır. Şüphesiz ki
bu ayetler, sadece o zamanın insanlarına hitap etmemekte, geçmişte
olduğu gibi gelecekte de imana, dine ve inananlara yapılacak kötülük
ve zulümlerin mutlaka Allah'u Teâlâ tarafından
cezalandırılacağını ifade etmektedir. Bu durum,
Kur'an kıssalarının en önemli özelliklerindendir.

Hâdise, Kur'an-ı Kerîm'de şöyle dile
getirilmektedir:

"Hazırladıkları hendekleri,
tutuşturulmuş ateşle doldurarak çevresinde oturup, inanmış
kimselere, dinlerinden dönmeleri için yaptıkları
işkenceleri seyredenlerin canı çıksın. Bu inkârcıların
inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin
hükümranlığı kendisinin bulunan, övülmeye lâyık
ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandır.
Allah her şeye şahittir. Fakat, inanmış erkek ve
kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeye uğraşanlar,
eğer tövbe etmezlerse, onlara Cehennem azabı vardır.
Yakıcı olan azap da onlaradır. Şüphesiz, inanıp
yararlı işler yapanlara, içlerinden ırmaklar akan
Cennetler vardır. Bu, büyük bir kurtuluştur. Doğrusu
Rabbi'nin yakalaması amansızdır... " (el-Burûc,
84/4-12)

Akif KÖTEN


Konular