Şamil | Kategoriler | Konular

Ashabu'l-a'raf

ASHÂBU'L-A'RÂF

Ahirette, Cennet'le Cehennem arasındaki sahada
bekleyen kimseler. Bunların iyilikleri kötülüklerine eşit
gelmiştir. Ne Cehennem'e gitmişler ne de Cennet'i hak
edebilmişlerdir. İkisinin arasında kalmışlar,
Allah'ın rahmetini beklemektedirler. Cennet ehlini simalarından,
Cehennem ehlini de yüzlerindeki kasvet ve karanlıktan
tanıyorlar.

Cennet ehlinin yüzlerinin beyazlığı,
neşe saçan çehreleri ve çehrelerindeki ilâhî nuru görünce
onlara selâm verirler. Yaşayışlarına imrenerek
birlikte olmayı arzu ederler.

Bir ara gözleri istemeyerek de olsa Cehennemliklere
ilişir, amellerinin kendilerini oraya sürüklemesinden korkarak
Allah'a sığınırlar. Sonra yüzlerinden günahkârların
büyükleri olduklarını sandıkları kişilere:
"... Topluluğunuz ve büyüklük taslamanız size fayda
vermedi" derler. "İşte siz şimdi Cehennem'desiniz."

Sonra bunlara, dünyada iken müminler hakkında düşündüklerini
ve söylediklerini hatırlatırlar. Çünkü büyüklük
taslayanlar hakim bir edâ ile, müminlerin doğru yolda
olmadıklarını, ilâhî rahmete eremeyeceklerini
söylerlerdi. A'râf ashabı Cehennemdekilere şöyle seslenir:

"-Kendilerini Allah'ın rahmetine
erdiremeyeceğine yemin ettikleriniz bunlar mıydı?"
"Nerede olduklarını şimdi gözlerinizle görün.
Kendilerine söylenenleri kulaklarınızla duyun:

"-Cennet'e girin, size korku yoktur, siz mahzun da
olmayacaksınız. " (Ayrıca bk. A'râf).

Şamil İA


Konular