Şamil | Kategoriler | Konular

Hatım

HATİM

Mühürlemek, sona erdirmek ve bitirmek. Istılahta;
Kur'ân-ı Kerim'i başından sonuna kadar okuyup bitirmeye
hatim denmektedir. Bir kimsenin Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetmesi demek,
Kur'ân'daki 114 surenin tamamını okuyup bitirmesi demektir.
Hatim, Kur'ân'ı yüzünden okumak suretiyle yapılabileceği
gibi, ezberden okumakla da yapılabilir.

Kur'ân-ı Kerîm'i okumanın fazîletine dair
Hz. Peygamber'den pek çok hadis nakledilmiştir: "Ümmetimin
ibadetinin en faziletlisi, Kur'ân okumaktır" (Suyûtî,
Câmiu's-Sağîr,, I, 51), "Evlerinizi namaz kılmakla ve
Kur'an okumakla nurlandırınız" (Suyûtî, Camiu's-Sağîr,
II, 188).

Bunlardan başka olarak, Kur'ân okunan yere
melekler, rahmet ve huzurun indiği, Kur'ân okuyanın misk
kabına benzediği, Kur'ân okumanın gıpta edilecek bir
durum olduğu, Kur'ân'ı ezberleyenlerin toplumun en
şereflileri olduğu sözkonusu hadislerde anlatılan
hususlardır. Bu nedenle sahabe Kur'ân okumaya büyük önem vermişler
ve sabah evden çıkmadan önce bir miktar Kur'ân okumaya büyük
önem vermişler ve sabah evden çıkmadan önce bir miktar
Kur'ân okumayı alışkanlık haline getirmişlerdi.

Hatmin faziletleri hakkında da Hz. Peygamber'den
birtakım hadisler nakledilmiştir. Ebû Hüreyre'den nakledilen
bir hadiste, bir adamın kalkıp, ey Allah'ın Rasûlü, hangi
amel daha faziletlidir veya hangi amel Allah'a daha sevimlidir, diye sorduğu,
Hz. Peygamber'in de: "Konup göçendir ki, Kur'ân sâhibi (hâfız)
Kur'an'a evvelinden başlar, sonuna kadar okur, sonundan başlar,
evveline döner ve hatmeder. Böylece o, her zaman konup göçer"
buyurduğu anlatılmaktadır (Hâkim, Müstedrek, I, 562).
Enes b. Mâlik'ten rivayet edilen bir hadiste de Hz. Peygamber: "Âmellerin
en hayırlısı,-Kur'an okumaya başlamak ve hatmetmektir"
buyurmuşlardır (Kurtubî, Tezkâr, 127). Onun için
müslümanlar, sahabe döneminden bu yana hatim indirmeyi, yani Kur'ân'ı
baştan sona kadar okumayı bir alışkanlık haline
getirmişlerdi. Nitekim "arza" olayı da bu
geleneğin dînî dayanağını oluşturmaktadır.

Burada önemli olan diğer bir nokta da, Kur'ân-ı
Kerîm'in yüce manalarını ve ondaki hikmetleri düşünerek
okumaya çalışmaktır. Kur'ân okuyan kişinin dili
lafızlarla meşgul olurken, kalbi de o lafızların
manalarını düşünmekle meşgul olmalıdır.
İbn Abbâs şu sözleriyle bu konunun önemini dile getirmiştir:
"Âğır ağır, manasını düşünerek
yalnız sure okumayı, tamamını okumaktan daha çok
severim" (Ebû Şâme, el-Mürşidü'l-Veciz,197).

Kur'ân okuyan kişi, rahmetle ilgili bir ayet
okuduğunda gönlü mesrur olur ve Allah'ın kendisine de o
rahmeti vermesi için dua eder. Bir azab âyeti okuduğunda da durur.
O âyetin mânâsı üzerinde düşünür, o âyet kafirlerle
ilgili ise, kendisinin iman üzere olduğunu itiraf eder ve "Allah'a
inandık, sadece O'na" der, sonra da kendisini Cehennem
azabından koruması için Allah'a dua eder (Zerkeşî,
el-Burhân, I, 450). Kur'ân tilaveti böylece canlılık
kazanır, okuyucu dâima Kur'ân'ın kendisine hitap
ettiğinin bilincinde olur.

Erdoğan PAZARBAŞI


Konular